MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 852 ve 857 parsel sayılı 4.871,30 ve 270.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, irsen intikal ve taksim nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli taşınmazların miras payları oranında Mehmet Buruk mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için kesin süre verilmiş, bu süre içinde keşif gideri davacı tarafça yatırılmamış, bunun üzerine davalı tarafın taksim iddiasına dayandığı ve bunu ispatlayamadığı, taksime ilişkin herhangi bir bilgi, belge ve delil sunmadığı, taraflar arasında geçerli bir taksimin olmadığı, terekeye dahil taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacı tarafa verilen kesin süre usulüne uygun olmamakla birlikte, kesin süreye riayet etmemenin sonucu davacının davasını ispat edemediğinin kabulüdür. Bununla birlikte ispat yükünün tersine çevrildiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir. Mahkemece taksime dayanan ve ispat yükü kendisine düşen davalı tarafa kesin süre vermeden davacının davasının kabulü isabetsizdir. Eksik araştırma ve değerlendirme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davalı taraftan delil ve savunmaları sorulup saptanmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yaşlı 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ile keşif icra edilmelidir. Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların davacının iddia ettiği üzere kök muristen gelip gelmediği, ortak muristen geliyor ise murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, davalı tarafa isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akibetlerinin ne olduğu, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Hal böyle olunca; belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.