Alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar E... E..., Cemile N... E... ve M... K... G...'ün ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş; hüküm, yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanıklara isnat edilen suç, İİK'nun 331. maddesinde "haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında; şirkete ait araçların satışından elde edilen gelirin şirket kayıtlarına geçtiği, elde edilen gelirin mal alımı ve çeşitli ödemeler için kullanıldığı hükme dayanak bilirkişi raporundan anlaşılmış ise de hiçbir takibe uğramayan kişisel borçlara ilişkin ödemelerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği göz önünde bulundurularak satıştan elde edilen gelirle hangi borçların ödendiği vergi ya da SSK (SGK) borcuna ilişkin olup olmadığı, bu borçların herhangi bir takibe konu edilip edilmediği, takibe konu edilmiş ise ilgili dosyalar ve ödeme tarihleri araştırılmaksızın eksik inceleme ile sanıkların beraatlerine karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.