MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 110 ada 71, 86, 126, 154, 124 ada 11, 131 ada 4 ve 137 ada 91 parsel sayılı 6.995.50, 873.93, 1.762.89, 12.245.79, 421.86, 419.25 ve 16,650.13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği gerekçesiyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazların 1/2 payının davalı ... adına, 1/2 payının da davacı ... ve müşterekleri adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği gerekçe gösterilerek davalı adına tespit edilmiş, davacı taraf; taşınmazların, ortak muristen kaldığını ve mirasçılar arasında paylaşım yapılmadığını iddia ederek tüm mirasçılar adına tescilini istemiş, davalı ise çekişmeli taşınmazların ortak muristen kalmadığı savunmasında bulunmuş ve tapu kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece, davalı dayanağı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığı, taşınmazların ortak muristen kaldığı ve mirasçılar arasında paylaşım yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davalının dayandığı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş ve yapılan keşifte mahalline yöntemince uygulanmamıştır. Bununla birlikte davacı tarafın delil olarak bildirdiği ve açılmamış sayılma kararı ile sonuçlanmakla birlikte yargılama sırasında aralarında burada da dava konusu edilen bir kısım taşınmazlar hakkında buradaki davalının annesi tarafından feragat edilen Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/48 Esas sayılı dava dosyasındaki feragat ve dolayısıyla kesin hüküm şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu üzerinde de durulmamıştır. Doğru sonuca ulaşmak için; davalının dayandığı 19.04.1978 tarih ve 6 ila 22 sıra numaralı tapu kayıtları, varsa haritası, ifraz krokisi ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde öncekilerden farklı, yaşlı ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ile taraflarca bildirilen ve bildirilecek tüm tanıklar ve fen bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davalının tutunduğu tapu kayıtlarının haritasının bulunması halinde tapu kayıtlarına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre kapsam tayin edilerek fen bilirkişisinden tapu kayıtlarının kapsadığı alanı krokisinde göstermesi istenilmeli, haritası bulunmadığı takdirde ise tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarınca gösterilen sınırların komşu taşınmazlara uygulanan kayıt ve tutanaklara göre denetimi yapılmalı, ayrıca davacı tarafın dayanağı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/48 Esas sayılı dava dosyasındaki feragate konu taşınmazların buradakilerle aynı olup olmadığı kesin olarak saptanmalı ve bu doğrultuda bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmalı, bundan sonra kesin hüküm şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği de göz önünde bulundurularak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.