Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4941 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2828 - Esas Yıl 2008





Mal beyanında bulunmamak eyleminden borçlu E……. Ş……….. 'ün, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu nun 337.maddesi uyarınca 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair, Kastamonu İcra Mahkemesinin 02/07/2007 tarihli ve 2007/1439-1912 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Tebliğname ile; 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 225. maddesine uygun düzenlenen meşruhatlı davetiyelerin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince sanığa tebliğ edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, anılan maddenin uygulanabilmesi için gerekli ön koşul olan kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre daha önce yapılmış bir tebliğ işleminin bulunması veya tebliğ yapılmamış ise 35. maddenin son fıkrasında gösterilen ayrıksı durumlardan birinin oluşmasının gerekli olması karşısında, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 01/12/2004 tarihli ve 2004/20415-12070 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere. Tebligat Kanunu'nun 35/son ve Tebligat Tüzüğü'nün 55/son maddeleri uyarınca "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmî merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır." şeklindeki düzenlemeye nazaran, söz konusu yasa hükmü uyarınca, daha önce adlî mercilerce ve usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, imzası resmî merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen ya da anılan kurum ve kuruluşlara bildirilen adreslerdeki değişikliklerin bildirilmemesi durumunda da, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesindeki hükümlerin uygulanacağı, dolayısıyla daha önce adlî mercilerce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, belirtilen nitelikteki sözleşmelerde yer alan veya söz konusu kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen adrese, mahkemece, önce bu adresin değişip değişmediğinin bilinememesi nedeniyle anılan Yasanın 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamayarak, tebligat memurunca sanığın adresinin değiştiğinin belirlenmesi ve Tebligat Tüzüğü'nün 55/2. maddesi yollamasıyla 28. maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapacağı araştırma sonucunda yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese (bilinen en son adrese) ait binanın kapısına asılması gerekeceği ve kapıya asma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, bu tebligattan sonraki tebligatların da, sanığın adresinin hâlen bilinmemesi durumunda kapıya asma usulüyle yapılacağı, Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği, adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer almasının, zorunlu şekil şartı olup; belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlenmemesi durumunda Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılmasının mümkün bulunmaması nedeniyle geçerli tebliğ söz konusu olmadığı dikkate alınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemekle anılan hükmün 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 28/01/2008 gün ve 2008/10168 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 13.3.2008 gün ve K.Y.B.2008/48008 sayılı tebliğnamesiyle talep edilmiş olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya kapsamına göre; Borçlu E……. Ş……….. adına çıkarılan meşruhatlı davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebliğ edilip, yokluğunda yargılama yapılıp, sonuç olarak 10 gün disiplin hapsi cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "kazai tebligat" faslının, "adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" konu başlıklı 35. maddesi uyarınca, adli mercilerce, tebligat yapılabilmesi için iki farklı durum kabul edilmiştir. Birinci durumda, ilgili kişiye daha önce adli mercilerce anılan yasa hükümlerine uygun olarak bir tebligatın yapılmış olması ve tebligat yapılan bu kişinin, yeni adresini adli mercie bildirmemesi durumudur. Buna göre, daha önce tebligat yapılan ve adli mercice en son bilinen adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca yeniden tebligat çıkarılması, İlgilinin adresten ayrıldığının anlaşılması durumunda Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekmektedir. Adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer alması, zorunlu şekil şartıdır. Belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlenememesi durumunda, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılması mümkün değildir. Tebligat memurunca Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinde öngörülen zorunlu araştırma belirtilen şekilde yapılıp, imza ile tevsik edildikten sonra, ilgilinin yeni adresi belirlenemez ise, tebliğ evrakı mercie iade edilir ve ilgili kişilerce yeni bir adres de bildirilmez ise, herhangi bir adres araştırması yapılmaksızın bundan sonraki tüm tebligatlar 6 örnek numaralı tebligat evrakının eski adrese ait binanın kapısına asılması usulüyle yapılır. İkinci durumda ise; daha önce adli mercilere ve usulüne uygun olarak tebligat yapılmamış olsa bile, anılan yasanın 35/son maddesinde belirtilen kurum, kuruluş, mercilere ilgili tarafından bildirilen veya imzası resmi merciler önünde ikrar edilmiş sözleşmelerdeki (sadece taraflar yönünden) adreslere de bu madde uyarınca tebligat yapılabilmesidir. Daha önce adli mercilerce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, belirtilen nitelikteki sözleşmelerde yer alan veya söz konusu kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen adrese veya bir kamu kurumu olan adli mercilere, tebligatın ilişkin olduğu soruşturma veya davaya ilişkin olarak tebligat yapılacak kişinin kendisinin bildirdiği en son adrese, önce, bu adresin değişip değişmediğinin bilinememesi nedeniyle anılan Yasa'nın 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamayarak, tebligat memurunca, ilgilinin adresinin değiştiğinin belirlenmesi ve yine Tebligat Tüzüğü'nün 55/2. maddesi yollamasıyla 28. maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapacağı araştırma sonucunda yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, bu araştırma yukarıdaki açıklanan şekil koşuluna uyularak imza ile de tevsik edildikten sonra, evrak yine mercie iade edilir, ilgili kişilerce yeni bir adres de bildirilmez ise, herhangi bir adres araştırması yapılmaksızın bundan sonraki tüm tebligatlar 6 örnek numaralı tebligat evrakının eski adrese ait binanın kapısına asılması usulüyle yapılır. Bu tebligattan sonraki tebligatlar da, sanığın yeni adresinin hala bilinmemesi durumunda, kapıya asma usulüyle yapılır. Bu düzenlemeler karşısında, borçlu E……. Ş……….. adına Tebligat Yasası'nın 35.maddesi dışındaki maddeler uyarınca çıkarılan tebligatın yapılamadığı, ancak bu tebligatlarda tebligat memurunca Tebligat Tüzüğü'nün 55/2.maddesi yollamasıyla 28.maddesinde belirtilen usule göre yeni adresin tesbiti yönünde herhangi bir araştırma yapılmadığı, dolayısıyla borçlu adına çıkarılan duruşma davetiyesinin Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan tebliğinin geçersiz olduğu gözetilmeden, borçlunun savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen tebliğname yerinde görülmekle, Kastamonu İcra Mahkemesinin 02.07.2007 tarihli ve 2007/1439-1912 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların mahallinde ifasına, dosyanın mahalli Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.