Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4916 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3563 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BURSA 4. İCRA MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2009NUMARASI : 2008/2878-2009/5154Gerçeğe aykırı beyanda suçundan sanık G.’in beraatine, İİK’nun 89/4.madde gereğince talep edilen tazminatın reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Müşteki vekili şikayet dilekçesinde, asıl borçlu S.’un kiracısı olan sanığın, kendisine çıkarılan birinci haciz ihbarnamesine haksız itirazı nedeniyle İİK’nun 338.madde gereğince cezalandırılması ve İİK’nun 89/4.maddesi uyarınca da tazminata mahkum edilmesini talep etmiş olup, yargılama sırasında sanık gerçeğe aykırı beyanda bulunmadığı, asıl borçlunun kiracısı olmayıp, söz konusu taşınmazı Milli Emlak Müdürlüğünden satın aldığı savunmasında bulunması karşısında, taşınmaza ilişkin belgeler getirtilip, satın alıp almadığı, almış ise birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinden önce olup olmadığı hususlarında araştırma yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de; 2- Sanığa isnat edilen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile değişik 338. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikayeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır," şeklinde düzenlenmek suretiyle yaptırıma bağlanmış olup, İcra ve İflas Kanunu'nun "Ödeme emri" başlıklı 168. maddesinin 6. bendi, "İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı"nın ödeme emrinde bulunması amir hükmünü içermekte olup, anılan Yasa’nın "Beyanın muhteviyatı" başlıklı 74. maddesinde de, "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." ifadesi ile mal beyanının tarifi ve unsurları belirtilmiştir. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesinin 28.02.2008 gün 2006/71 esas ve 2008/69 sayılı kararı ile, müddeti içinde mal beyanında bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeme veya yazılı beyanda bulunmama halini yaptırıma bağlayan İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 7. maddesiyle değiştirilen 337. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş ve iptal hükmü 16 Nisan 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun “Hapis ile tazyik” başlıklı 76. maddesindeki, “Mal beyanında bulunmayan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.” hükmü iptal edilmemiş olup, halen yürürlüktedir. Eş anlatımla borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrine süresi içinde anılan Yasa’nın 74. maddesine uygun biçimde beyanda bulunma mecburiyetini düzenleyen yasal düzenlemeler halen geçerliliğini korumaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı ile bundan böyle müddeti içinde mazereti olmaksızın mal beyanında bulunmak üzere icra dairesine gitmeyen veya mal beyanında bulunmayan borçlunun eylemini yaptırıma bağlayan İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa’nın 7. maddesi ile değişik 337. maddesinin birinci maddesi ortadan kaldırılmaktadır. Hal böyle olunca borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 168. maddesine uygun olarak düzenlenen ve mal beyanında bulunma ihtaratını içeren ödeme/icra emrinin tebliği üzerine müddeti içinde verdiği mal beyanının gerçeğe aykırı olması halinde alacaklının şikayeti üzerine İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile değişik 338. maddesinin 1. fıkrası ile cezalandırılabilmesi mümkün olduğu gözetilmeksizin,mal beyanında bulunmama eyleminin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği ve buna bağlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna da ceza verilemeyeceği gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi,İsabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.