Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4848 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8126 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tapulama sırasında ... çalışma alanında bulunan eski 683 ada 26 (yeni 6015 ada 21) parsel sayılı 38,00 (yeni 39,66) metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı vasıf ve mahiyete haiz iki farklı tapu kaydının bulunması nedeniyle oda gediği vasfı ile malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı , taşınmazın sahipsiz yer olduğu iddiasıyla, davacı Vakıf İdaresi taşınmazın malülen vakfa kaldığı ve taşınmaz hakkında el koyma kararı alındığı iddiasıyla Asliye hukuk Mahkemesinde ayrı ayrı dava açmışlar, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararları üzerine dosyalar Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda ... eski 683 ada 26 (yenileme sonucunda 6015 ada 21) parsel sayılı taşınmazın malikinin ... olarak belirlenmesine ve bu vakıf adına tapuya tesciline, Hazinenin davasının ve hak talep eden ... mirasçılarının taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, vekili ve yargılama sırasında tapu kayıt maliki İsmail Umutkan mirasçısı olarak davadan haberdar edilen ... tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazla ilgili tasfiye kararı bulunmadığı, taşınmazın terkedilmiş olması sebebi ile ... tarafından alınan el koyma kararının doğru olduğu, terk edilen taşınmazın vakıf idaresi adına tescilinin gerektiği gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın 1938 yılında yapılan tespitinde Haşim oğlu İsmail adına olan T.Evvel 1930 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydı ile Ali oğlu Mehmet Ragıp vereseleri adına olan 8 Mart 1336 tarihli ve 199 sıra numaralı tapu kayıtlarının taşınmazı kapsadığı, her iki tapu kaydının da hukuki değerini koruduğu gerekçesi ile malik hanesi açık bırakılarak mahkemeye devredilmesine karar verilmiştir. Fakat bu tarihten ’nin dava açtığı tarihe kadarki zamanda taşınmaz hakkında yargılama yapılıp yapılmadığı tespit edilememiş olup taşınmazın tapu kaydının malik hanesi halen açıktır. Bu nevi davalarda kadastro hakimi, re’sen araştırma yapmak ve gerçek hukuki durumu tespit etmek zorundadır. Ne var ki, Mahkemece 8 Mart 1336 tarihli ve 199 sıra numaralı tapu kayıt malikleri de araştırılarak davadan haberdar olmaları sağlanmamış, tespit ile ilgisi bulunmayan Mart 1336 tarih ve 129 sıra numaralı tapu kayıt maliklerinin bulunmasına çalışılmış, uyuşmazlık öncesi vakfa ait olduğu anlaşılan taşınmazın hangi tapu kaydı kapsamında kaldığı noktasında toplandığı halde T.Evvel 1930 tarih ve 3 ve 8 Mart 1336 tarih ve 199 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle getirtilmemiş, revizyon durumları sorulmamış, komşu taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler getirtilmemiş, keşif sırasında usulünce taşınmaza uygulanmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, 8 Mart 1336 tarih ve 199 sıra numaralı tapu kaydının malikleri ... oğlu ... vereseleri ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ve ... ve bu kişilerin mirasçıları tespit edilerek davadan usulünce haberdar edilmeli varsa delilleri toplanmalı, tespite esas tapu kayıtları tüm tedavülleri ile getirilmeli, revizyon durumları sorulmalı, komşu taşınmazların tutanakları ve dayanağı belgeler, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tapu kayıtları okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmeli ve teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup, yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanıkla kanıtlama imkanı sağlanmalı ve bu suretle tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, yerel bilirkişi sözleri komşu taşınmaz tutanakları ile denetlenmeli, taşınmazın hangi tapu kaydı kapsamında kaldığının tespitine çalışılmalı, her iki tapu kaydının da taşınmazı kapsadığı sonucuna ulaşılması halinde hangisine üstünlük tanınması gerektiği tartışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.