Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4808 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5278 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 28216 ada 3 parsel sayılı 940,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve eşit hisselerle ... ve müştereklerinin fiili kullanımında olduğu” şerhi yazılarak arsa vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda kimsenin kullanımının bulunmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalıların kullanımında olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz üzerinde, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. Dava tarihinden önce 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. bendi ile; "bu kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur" hükmü getirilmiştir. Somut olayda; davacı Hazine, 6292 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra 03.07.2014 tarihinde taşınmazın davalı yanın kullanımında olmadığını, bu nedenle davalı lehine kullanım şerhi verilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek kullanım şerhinin iptali istemiyle dava açmış olduğuna göre Mahkemece 6292 sayılı Kanun'un 9/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.