Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4740 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 4971 - Esas Yıl 2003
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sarısında 131 ada 41, 43 parsel sayılı 4572.34, 320053 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Durmuş adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içinde vergi kaydı miktar fazlasının kamu malı mezarlık olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli 131 ada 41 parselin fen bilirkişinin 20.12.2002 havale tarihli ek rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1584,86 metrekarelik kısmın ve 131 ada 43 parselin 1172.13 metrekarelik kısmının davalı Durmuş adına, parsellerin geri kalan miktarları olarak (C) harfi ile gösterilen 2987.49 metrekarelik kısmın ve (D) harfi ile 2028,40 metrekarelik kısımlarının davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Durmuş tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Davalı tarafın dayandığı ve Kadastro tutanağında işaret olunan vergi kaydının Kuzey ve Güney yönleri değişmesi halinde çekişmeli parseli kapsadığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A. maddesi gereğince genel mezarlıklar kamu hizmet malı olup, zilyetlikle iktisap edilemez ise de, metruk mezarlıkların zilyetlikle kazanılmasını önlemeye yönelik yasalarımızda hüküm bulunmamaktadır. Öncelikle mezarlığın niteliğinin saptanması gerekir. Öte yandan kural olarak mezarlık sınırları değişebilir sınırlardır. Ancak, yerel bilirkişi mezarlık sınırının sabit olduğunu bildirmiştir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmamış dava konusu taşınmazla mezarlık arasında ayırıcı unsur olup olmadığı, eğim farkı bulunup bulunmadığı, mezarlık aleyhine genişleme yapılıp yapılmadığı konusunda yerel bilirkişiler, teknik bilirkişi ve taraflarca bildirilecek tanıklardan ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmamıştır. Ayırıcı unsurun varlığının kanıtlanması halinde vergi kaydının sabit sınırlı kabul edilerek kapsamının sınırlarına değer verilerek belirlenmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 22.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.