MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Kaleköy Köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 5 parsel sayılı 5.653,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla, 124 ada 13 parsel sayılı 2.301,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz fındıklık vasfıyla, 104 ada 13 parsel sayılı 2.603,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla, 126 ada 27 parsel sayılı 1.392,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla, 189 ada 7 parsel sayılı 244,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz iki katlı ahşap ev ve bahçesi vasfıyla, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasete iştirakleri oranında ..., ..., ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, davacının 124 ada 13 parsel ve 104 ada 13 parsel sayılı taşınmazlara yönelik talebinin reddine, 174 ada 5 parsel ve 126 ada 27 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, 189 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/3 hissesinin davacı ..., 2/9 hissesinin davalı ..., 2/9 hissesinin ..., 2/9 hissesinin ... adına tesciline ve taşınmazın üzerinde bulunan üç katlı kargir evin davacı ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacının, 104 ada 13 parsele yönelik tüm, 189 ada 7 parsele yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak taşınmaz üzerinde bulunan ve davalıların da davacıya ait olduğunu kabul ettikleri üç katlı kargir evin muhdesat olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde tespit hükmü kurulması isabetsizdir. Davalıların 174 ada 5 parsel ve 126 ada 27 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamından bu taşınmazların muris ...'e ait olduğu sabit olduğundan, davacının dayandığı 1987 tarihli satış senedinin davalı taşınmazlara uygulanarak taşınmazların senet kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilmesi, taşınmazların senet kapsamında olması durumunda davacının senet tarihinden itibaren kullanımı olup olmadığının araştırılması gerekirken, bu hususlar araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının ve davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.