Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 111 ada 14 parsel sayılı 3700.89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 111 ada 12 parsele uygulanan vergi kaydı miktar fazlası olması nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz 111 ada 12 parsele revizyon gören 936 tahrir yıllı 292 tahrir numaralı vergi kaydı miktar fazlası olduğundan bahisle Hazine adına tespit edilmiş, davacı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Hudutları Çay, Orman, yol ve mezarlık olan vergi kaydının 111 ada 12 numaralı parsele ait olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Vergi kaydında Çay ve mezarlık hudutlarının yer değiştirilerek yazıldığı kaydın 12 numaralı parsele ait olduğu mahkemece yapılan araştırma ile de belirlenmiş bulunmaktadır. Bu durumda vergi kaydı doğuda mezarlık okumakta eylemli durumda da halen mezarlık olarak kullanılan 13 numaralı parselin bulunduğu anlaşılmaktadır. Mezarlık hududu gayrisabit hudutlardan olup genişletilmesi mümkün olan sınırlardandır. Mezarlıkların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Dayanılan vergi kaydı 12 numaralı parsele revizyon gördüğüne vergi kaydı taşınmaz yönünü mezarlık okuduğuna ve mezarlık hududu da gayrisabit nitelikte bulunduğuna göre kayıt miktar fazlasının mezarlıktan elde edildiğinin kabulü zorunludur. Her ne kadar dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın mezarlık veya mezarlığa ait bir arazi bölümü olmadığını davacı ve atasının çok uzun süreli zilyetliğinin bulunduğunu ifade etmişler ise de; resmi kayda ve özellikle davacı tarafın dayandığı vergi kaydına ve eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Hal böyle olunca; davacının davasının reddine, taşınmazın tespitte olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece resmi kayda aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.