MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasnıda ... Köyü çalışma alanında bulunan 149 ada 95 parsel sayılı 4.028,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde tapu kaydına ve zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; Kadastro Kanunu'nun 36/1 maddesi gereği masrafı yatırması için davacıya ihtarlı davetiye çıkarıldığı, davetiyenin davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafından keşif masrafının mahkeme veznesine yatırılmadığı ve keşif yapılamadığı bu durumda davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, keşif yapılmadan delillerin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 24.12.2012 tarihli ara kararı, hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları ve tespit bilirkişilerine yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilmemesi nedeniyle yasaya uygun bulunmadığından sözü edilen ara kararı ile belirlenen kesin süreye uyulmamış olması davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.