Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4623 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 5298 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 833 ada 2 parsel sayılı 16730.60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı A……….. D…… ve arkadaşları vekili, yasal süresi içerisinde, nizalı taşınmazın ortak kök murisleri Ş.. E.... oğlu Şıh A…………'dan intikal eden yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli 833 ada 2 parselin tespit gibi davalı C…….. A………. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı A……….. D…… ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, toprak tevzi komisyonu sırasında oluşan tapu kaydı ile davacı tarafın iddia ettiği tapu kayıtlarının kesinleşmiş mahkeme ilamı ile iptal edildiği ve taşınmazın senetsiz durumuna geldiği ve davalı tarafın 20 yılı aşkın zilyetliğinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; Mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespit tutanağında nizalı parsel ile aynı ada 1, 3, 4 ve 5 sayılı parsellerin bir bütün olarak 4753 sayılı Yasa ile oluşan Hazine tapusu kapsamında iken Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/239 esas sayılı ilamı ile şahıslara ait geldisi Şubat 1325 daimi ve 11, 13 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtları ile mükerrer kabul edilerek iptal edildiği, söz konusu eski tapu kayıtları uygulanmak istenmiş ise de tek tek tapuların hangi parsellere ait olduklarının bilinemediği belirtilmiştir. Davacılar, kök murisleri Ş.. A........ adına eski tapu kayıtların bulunduğunu, söz konusu tapu kayıtlarının intikali sırasında tek mirasçısı olarak M...... K...'ya intikal ettiğini ve 1965 yılı tapu kayıtları ile M...... K...'dan sahte vekaletname düzenlenerek davalı tarafa satış ile tescil edildiğini oysa ibraz ettikleri veraset ilamına göre tapuda intikal yaptıran M...... K... dışında kendilerinin de tapu malikinin mirasçısı olduklarını, bu nedenle davalılara yapılan satışın geçersiz olduğunu iddia etmişlerdir. Davalı taraf ise; taşınmaza ilişkin eski tarihli babasının satın alması ile ve sonradan tescil ilamı ile oluşan 26.2.1987 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydının bulunduğunu ve iyi niyetli olarak tapudan iktisap ettikleri savunmasına dayanmıştır. Mahkemece davacıların dayandığı eski tarihli tapu kayıtlarının da söz konusu Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildiği kabul edilmiş ise de; söz konusu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/239 esas sayılı ilamı ile davalı tarafa ait olan ve geldisi Şubat 325 tarihli tapulara giden tapular ile Hazine tapusu mükerrer kabul edilerek şahısların tapusu daha eski tarihli bulunduğundan Hazinenin nizalı parsele uygulanan 2.1.1964 tarih ve 750 sıra numaralı tapu kaydı ile 1964 tarih ve 751, 752, 776 ve 777 sıra numaralı tapu kayıtları iptal edilmiş, davacıların dayandığı eski tarihli tapular iptal edilmemiştir. Söz konusu tapu kayıtları Mahkemece celp edilmemiş ise de; dosyası arandığı halde bulunamayan Asliye Hukuk Mahkemesi ilamından ve dosyada bulunan eski tapu kayıtlarından, kaydın tesisinde davacıların murisi adına kayıtlı olduğu, 1965 yılında hasımsız olarak alınan veraset ilamı ile tek mirasçısı M...... K...'ya intikal ettirilerek ve M...... K...'nın vekili vasıtası ile satışı sonucu davalı tarafa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı ve davalı tarafa hangi tapu kaydına dayandığı açıklattırılarak davacıların ve davalının dayandığı tapu kayıtları ile Asliye Hukuk Mahkemesi ilamında geçen tesis Şubat 325 tarih ve 7/21, 9/19, 3/16 sıra numaralı tapudan gelen davalı taraf adına tescil edilen 1972 tarih ve 11, 13 ve 15 sıra numaralı tapular tesisinden itibaren celp edilerek mahallinde yapılan keşifte uygulanarak taşınmaza aidiyetleri saptanmamıştır. Tapu kaydında yapılan intikal sırasında esas alınan E.... oğlu Ş... A.........'a ait Ahlat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1965/123-159 sayılı ve 18.10.1965 tarihli hasımsız veraset ilamında tek mirasçısı Ş... M..... oğlu M...... K... olduğu halde, davacılar tarafından ibraz edilen Ahlat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/10 esas ve 1969/153 karar sayılı sadece mirasçı Z..... D.......'a husumet yöneltilerek alınan veraset ilamında ise murisin tapuda intikal yaptıran M...... K...'dan başka mirasçılarının da bulunduğu, davacıların da mirasçı oldukları anlaşılmaktadır. Bir biri ile çelişkili iki veraset ilamı bulunduğu halde, Mahkemece davacı tarafa ilk veraset ilamının iptal ettirilmesi için hasımlı veraset davası açmak için süre verilmemiştir. Açılan dava sonunda ketmi verese durumunun ortaya çıkması ve dayanılan tapuların taşınmaza uyduğunun belirlenmesi halinde, tapu maliklerinin ölüm tarihi nazara alınarak tapunun hukuki değerini yitirip yitirmediği ve tapudan hasımsız veraset ilamına göre satış ile taşınmazı edinen davalı tarafın iyi niyetli olup olmadığı, iktisabının korunup korunmayacağı araştırılmamıştır. Davalı tarafın sonradan sadece Hazine ve Belediye'ye husumet yönelterek açtıkları tescil davası sonunda oluşan ve tespitte uygulanan 26.2.1987 tarih 9 sıra numaralı tapu kaydının taraf olmayan davacı tarafı bağlamayacağı düşünülmemiştir. Böylesine eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafa Ş... A.......'a ait ilk veraset ilamının iptali için tüm mirasçılara husumet yöneltilerek dava açmak üzere süre verilmeli, veraset ilamının iptali yoluna gidilmesi ve böylece davacılarında Ş... A.......'ın mirasçısı olduğunun kanıtlanması ve tapu kayıtlarında yapılan intikaller sırasında ketmi veresenin söz konusu olması halinde, davacılar ile davalı tarafa hangi tapu kaydına dayandığı açıklattırılarak tarafların dayandıkları tapu kayıtları ile, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/239 esas ve 1975/85 esas sayılı Hazinenin tapu kaydının iptaline ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamında geçen şahıslar adına kayıtlı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleri ve dayanağını oluşturan belgelerle birlikte getirtilerek dosyasına konulmalı, dosya ikmal ettikten sonra mahallinde mahalli bilirkişiler ve teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif icra edilmelidir. Taşınmaz başında icra edilecek keşif sırasında tarafların dayandığı tapular tek tek okunarak hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişiler tarafından gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, mahalli bilirkişiler ve tanıklarca gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaretlettirilmeli ve taşınmazlara aidiyeti duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanmalı, dayanılan tapu kayıtlarında tapu maliklerinin ölüm tarihi ile taşınmazdaki zilyetlik durumu nazara alınarak 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 13/B-c maddesine göre tapunun hukuki değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, tapu kaydının hukuki değerini koruduğu, tapu kayıtlarının taşınmaza aidiyetleri saptandığı ve ketmi veresenin de söz konusu olması halinde, Medeni Kanunun 1023 ve 1024. maddeleri gereğince davalı tarafın tapu kaydında yapılan intikal sırasında iyi niyetli olup olmadığı, ketmi verese durumunu bilebilecek durumda olup olmadıkları ve iktisaplarının korunup korunmayacağı değerlendirilmeli, bu husus değerlendirilirken tapu kaydında yapılan intikal sırasında esas alınan hasımsız veraset davasında, tapuda lehlerine satış yapılan davalının murisi C..... A......'ın tapudan satın aldığı malik H..... G......'ın tanık olarak dinlendiği nazara alınmalı, taşınmaza uyduğu belirlenen ve davalı taraf adına sonradan tescil ilamı ile oluşan 26.2.1987 tarih 9 sıra numaralı tapu kaydının davada taraf olmayan davacıları bağlayamayacağı düşünülmeli, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yanlış değerlendirme ile şahısların dayanağı eski tapularında mükerrerlik nedeniyle iptal edildiği böylece taşınmazın senetsiz hale düştüğü kabul edilmek sureti ile hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24,06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.