Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4611 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2336 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan, 154 ada 534 parsel sayılı 1.178,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ... taşınmazın kendi kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının beyanlar hanesine lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 154 ada 534 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin davacılar ... ve ... olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişme konusu 154 ada 534 parsel sayılı taşınmazın davalının işgalinde bulunduğu ancak davacıların fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi gereğince "6831 sayılı Yasa'nın 20.6.1973 tarihli Kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Bu maddenin amacı kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen asli zilyet olarak kullanan kişilerdir. Çekişme konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı 1986 tarihli komisyon kararında davacıların işgalinde olduğunun belirtilmesi bu taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tespiti sırasında davacılar lehine kullanım şerhi verilmesi için yeterli olmayıp, kullanım kadastrosu sırasında da fiilen davacılar tarafından kullanılması gerekir. Somut olayda; çekişme konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında davacılar ... ve ... tarafından kullanılmadığı, aksine mahkemenin de kabul ettiği şekilde davalı tarafından işgal edilerek kullanıla geldiği yapılan keşif, keşif sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları ile anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddi ile çekişme konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.