Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 244 ada 183 parsel sayılı 42256.39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ham toprak vasıflı yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı B……., yasal süresi içinde adına hisseli olarak tespit edilmiş 244 ada 111 sayılı taşınmaza uygulanmış tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin 03.06.2005 tarihli bilirkişi raporunda "A" ile gösterilen kısmının ifrazen 244 ada 111 parselle birleştirilerek 1/2 hisselerle davacı ve M…… adına, "B" ile gösterilen kısmın davalı Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde olduğu ve davacı tarafın dayandığı 23.9.1993 tarih 1 numaralı tapu kaydının parselin bu bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı 111 numaralı parsele revizyon gören 11.2.1991 tarih 2 numaralı tapudan gelme 23.9.1993 tarih 1 numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Tapu kaydı İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.7.984 tarih, 978/311 esas ve 984/93 karar sayılı tescil ilamıyla oluşmuştur. Tapu kaydının krokisi bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. Mahkemece dayanılan tapu kaydının kapsamı belirlenirken eki olan krokinin uygulanmaması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun anılan maddesinin göz ardı edilmesi doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için tapu kaydı ve haritası yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi aracılığıyla uygulanıp kapsamı belirlenmeli, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 15.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.