MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... çalışma alanında bulunan 126 ada 27 parsel sayılı 5.071,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak davalı adına oluşan tapu kaydının iptaliyle ... adına tescili istemiyle açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 29.07.2013 havale tarihli rapor ve haritada (A) harfi ile gösterilen 3.631,25 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile davacı ... adına tapuya tesciline, üzerindeki iki katlı ahşap ev, ahır ve fındık ağaçlarının davalının kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, (B) harfi ile gösterilen 1.440,04 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacı ... dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kapsadığı gerekçesiyle kapsayan bölüm yönüyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı Hazinenin dayandığı Haziran 1938 tarih 12 sayılı tapu kaydının mütegayyipten kaldığı, intikal eden yerlerden olduğu yapılan idari tahkikat sonucu Tapu Komisyonunun kararıyla oluştuğu, idari tahkikat sonucu düzenlenmiş haritasının bulunduğu, ancak; söz konusu haritanın uygulanma kabiliyeti bulunmayan dikdörtgen şekle sahip basit bir kroki biçiminde olduğu gibi, kuzey ve doğu yönünde kendi fındıklığı, batı yönünde kendi evi okumakla anılan yönlerde ... taşınmazları bulunmayıp davalı ... ile aynı soyada sahip üçüncü kişilere ait taşınmazlar olduğu ve üçünçü kişilere ait komşu taşınmazların evveliyatının ait taşınmazlar olduğuna dair herhangi bir kayıt ve belgenin bulunmadığı, yine tapu kaydının güneyinin gedik ... okuduğu ancak bilirkişi beyanlarına göre güneyde adı geçen kişiye ait taşınmaz bulunmakta ise de tapu kaydının oluşturulduğu yıllarda taşınmazın fındıklık olmayıp sebze bahçesi olarak kullanıldığı, daha sonradan fındıklık haline getirildiği yapılan keşif sırasında dinlenen yerel ve tespit bilirkişilerin beyanlarından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece davacı Hazinenin tutunduğu tapu kaydının haritasının ve yönlerinin çekişmeli taşınmazın tamamını ya da bir bölümünü kapsamasının mümkün bulunmadığı, davalı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 20.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.