Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3976 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14610 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 149 ada 32 parsel sayılı 5.966,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hak, paylaşma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle davalı ... adına, 149 ada 60 parsel sayılı 13.618,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak her iki parsel için ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda kısa kararda, asıl dava ile birleşen davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların davacı ve davalılar adına payları oranında tesciline, gerekçeli kararda ise asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu 149 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.555,70 metrekarelik bölümü ile 149 ada 60 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı ve davalılar adına payları oranında tesciline, 149 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 2.430,40 metrekarelik bölümünün davalı ... adına tesciline, 149 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının davalı ...'a, 149 ada 60 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının da davalı ...'a ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ile davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafında temyiz edilmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında "aleni yargılama ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı"da yer almaktadır. Anılan prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Anılan prensipler, mahkemelerce duruşmada tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın uyumlu olmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, 10.04.1992 tarih 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Bileştirme Kararı ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388 ve 389. maddeleri ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesi hükümleri de gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun bulunmasını gerektirmektedir. Ne var ki, mahkemenin 21.05.2014 tarihli son celsesinde tefhim edilen kısa kararda "asıl dava ile birleşen davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların davacı ve davalılar adına payları oranında tesciline" karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, "asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu 149 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.555,70 metrekarelik bölümü ile 149 ada 60 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı ve davalılar adına payları oranında tesciline, 149 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 2.430,40 metrekarelik bölümünün davalı ... adına tesciline, 149 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının davalı ...'a, 149 ada 60 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının da davalı ...'a ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Mahkemece, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki yaratılması, adalete olan güven ilkesini zedelediği gibi yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı prensibine, yasa hükümlerine ve Yargıtay içtihatlarına da aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.