Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 469 ada 1 parsel sayılı 1.147.647,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadim kullanım nedeniyle mer'a olarak tespit edilmiş ve kesinleşmiştir. Davacılar, yasal süresi içinde tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin 30.06.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2002/173-179 esas ve karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında Ahmet mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar Mehmet ve arkadaşları ile davalı Hazine ve Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre davacılar vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Davalı Hazine ve Belediye Başkanlığı'nın temyiz itirazlarına gelince; mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin 1947/167 esas, 1948/184 karar sayılı dava dosyasında davacıların murisi Ahmet ile davalı Hazine arasında görülen "men'i müdahale davasında" çekişmeli taşınmazın mer'a olmadığı belirlenerek, davalı Hazine'nin müdahalesinin men'ine karar verildiği ve kesinleşen bu hükümle dava konusu taşınmazın mer'a olmadığının belirlendiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı taraf Haziran 1290 tarih 19 sıra numaralı sicilden gelen tapu kayıtlarına dayanmakta olup, kaydın yüzölçümü 14 dönüm iken Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Yargıtay denetiminden geçerek 03.05.1949 tarihinde kesinleşen 1947/167 esas, 1948/184 sayılı kararı ile 200 dönüme çıkarılmıştır. Kararın infazı sırasında, Hazine'nin icra memurunun işlemlerini şikayeti üzerine İcra Tetkik Mercii'nin 1953/3 esas, 1953/6 karar sayılı ilamıyla "Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına konu taşınmazın miktarının sabit sınırlar içinde 600 dönümün üzerinde olduğuna ve icra memuru da aynı hudutlar içindeki taşınmazı teslim ettiğine göre Hazine'nin tüm itiraz ve şikayetlerinin reddine" dair karar verilmiş ve 13.11.1953 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu karar nedeniyle, tapu kaydındaki taşınmazın yüzölçümü 55 hektar 1.400 metrekare olarak değiştirilmiştir. Taraflar açısından Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1947/167 esas, 1948/184 sayılı kararının kesin hüküm teşkil ettiği ve bu şekilde tapu miktarının 200 dönüme çıktığında tereddüt bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, İcra Tetkik Mercii'nin 1953/3 esas, 1953/6 sayılı kararının da taraflar yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususundadır. İcra Tetkik Mercii dar yetkili bir mahkeme olup, ilamın infazı sırasında icra memurunun işleminin şikayeti üzerine verilen karar, taraflar yönünden kesin hüküm oluşturmaz. Hal böyle olunca, Nisan 1954 tarih 49 sıra numaralı tedavül kaydında yüzölçümünün 55 hektar 1.400 metrekareye çıkarılmasının yasal dayanağı bulunmamakta olup, tapu kaydının miktarının 200 dönüm olarak kabulünde zaruret vardır. Davacılar dayanağı tapu kaydı dava dışı 149 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 116563 metrekare olarak revizyon görmüştür. 149 ada 5 sayılı parselin miktarı olan 116563 metrekare 200 dönümden düşülmek suretiyle davacıların tapu kaydına kapsam tayini gerekir. Ancak tapu kaydı müşterek mülkiyete dönüşmüş olup, davacılar dayandıkları tapu kaydının müstakilen maliki değildirler. Bu durumda tapu kaydına geçerlik tanınacak miktardan davacıların paylarına düşecek yüzölçümü ile sınırlı olarak davanın kabulü gerekirken, dava dışı paylara dahi değer verilerek uygulama yapılması isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan şekilde tespit edilen ve tapu kaydı kapsamında kalan taşınmaz bölümünün tapu kaydındaki payları oranında davacılar adına tesciline karar vermekten ibarettir. Kabule göre de, adına tescile karar verilen kişilerin adlarının ve pay oranlarının karar yerinde gösterilmesi gerekirken, hükmün eki olmayan veraset ilamına atıf yapılarak tescil hükmü kurulması da usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 25.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.