Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 393 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5414 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUKANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 461 parsel sayılı 6229,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile 144 ada 463 parsel sayılı 12912,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın .... tarafından kullanıldığı şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar çekişmeli parsel üzerinde lehlerine zilyetlik şerhi verilmesini, mevcut şerhin iptal edilmesi talebi ile dava açmış, yargılama esnasında ... davaya müdahil olarak lehlerine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda sübuta ermeyen davanın reddine; dava konusu ... Köyü 461 ve 463 parsellerin kadastro tespitleri gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ..., çekişmeli taşınmazların eskiden ...'e ait olduğunu ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını, üzerindeki ağaçların kime ait olduğunu bilmediğini beyan etmiş; ... ise taşınmazların ...'den kaldığını ancak adı geçenin mirasının taksim edildiğini belirtmiştir. Bununla birlikte davacı tanığı ..., çekişmeli taşınmazın üzerindeki ağaçların .... ve ...'e ait olduğunu, yeni sürülen yeri ise ...'den kiraladığını, kira parasını adı geçenlerin paylaştığını, taşınmaz üzerindeki evi ...'nın yaptığını, 461 parseli ...'in sürdüğünü, davalı tanığı ... ise çekişmeli taşınmaz üzerindeki evi ...'ın yaptığını, dava konusu taşınmazı ve çevresini ...'ın sürüp kullandığını, davacıların taşınmazı kullanmadığını, ...'in mirasçılarının mirası taksim ettiğini ve çekişmeli taşınmazların ...'a kaldığını, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların ....'e ait olduğunu beyan etmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında açık farklılıklar olduğu halde bu çelişkiler giderilmeden karar verilmesi nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yeniden, elverdiğince yaşlı, taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, taraflarla yakın akrabalığı ve husumeti bulunmayan kişiler arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları tespit bilirkişileri , ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşifte, taşınmazların öncesinin ortak miras bırakan ...'den kaldığı uyuşmazlık konusu olmadığına göre yerel bilirkişi ve tanıklardan ...'in ölümü ile mirasçıları arasında miras taksimi yapılıp yapılmadığı, taşınmazların kullanımına ilişkin fiili bir paylaşım olup olmadığı, taşınmazların hangi bölümlerinin ne kadar zamandır kim tarafından kullanıldığı, davalı ...'ın kullanımında olan alan ve kiralandığı söylenen alana davalı ...'ın müdahalesi olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; beyanların, tutanağın edinme sebebindeki beyanlar ile çelişmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, ziraat bilirkişisinden ve fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren ayrıntılı ve krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.