Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3862 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8851 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında .....Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 25, 26, 28, 30, 32 parsel sayılı 2.182.11, 2.185.99, 2.181.23, 2.045.95, 1.738,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar sırasıyla davalılar ..., ...., ..., ...,..., aynı ada 55 parsel sayılı 1.162,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1/3 paylı olarak davalılar ...ve ...ile ..., aynı ada 57 parsel sayılı 1.842,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 6 pay üzerinden 1/6'şar payı ....ve ...., ile ..., 3/6 payı davalı ... ...adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak murisleri .ve ....'ye düşecek miras payının ölmüş olmaları nedeniyle mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... aynı nedenlerle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı ...'nin temyiz itirazları yönüyle; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre adı geçenin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,2-Müdahil ...'nin temyiz itirazları yönüyle; Mahkemece verilen kesin süre içinde keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağı, dosyada bulunan diğer delillere göre de davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde, 11.04.2014 günü mahkemece davacı ...'nin yüzüne karşı kesin sürenin içeriğinin okunduğu oysa ki müdahil ...'nin 02.06.2014 havale ve harç tarihli dilekçesi ile davaya müdahil olduğu, vekilinin de vekaletini müdahale dilekçesiyle birlikte dosyaya sunduğu, 12.12.2014 tarihli celsede de ...'nin asli müdahale talebinin kabulüne karar verildiği ve aynı celsede duruşmaya son verilerek kısa kararın oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla müdahil ...'nin ya da vekilinin yüzüne karşı veyahut tebliğ yoluyla verilmiş kesin bir süre bulunmamaktadır. Daha önceden verilen kesin sürenin, verildiği sırada taraf olmayan kişi hakkında hüküm ifade etmesi hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca; mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek müdahil ...'nin davasının reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.