Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 92 ada 4 parsel sayılı 891.20 metrekare yüzölçü-mündeki taşınmaz, hisse tapu kayıtları nedeniyle 1/6 davacıların murisi İrfan, 1/6 hisse davalı Hayriye, 1/6 hisse davalı Mustafa ve 3/6 hisse davalı Vehbi'nin murisi İbrahim adına tespit ve tescil edilmiş, beyanlar hanesinde planında (A) ile gösterilen kısmın ölü İbrahim mirasçılarının kullanımında olduğu ve ahşap evin kendilerine ait olduğu, (B) ile gösterilen kısmın İrfan'ın mirasçılarının kullanımında olduğu ve ahşap evin kendilerine ait olduğu, (D) ile gösterilen kısmın Hayriye'nin kullanımında olduğu, üzerindeki ahşap evin de kendisine ait olduğu gösterilmiştir. Davacı İrfan mirasçıları, Asliye Hukuk Mahkemesinde; taşınmazı Mustafa'dan haricen satın aldıkları ve tescil tapuları bulunduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin fen bilirkişisinin 27.09.2001 tarihli rapor ve krokisinde (B) ve (C) harfleri ile işaretli 400.18 metrekarelik kısmının davacı İrfan mirasçıları adına payları oranında tesciline, (D) harfi ile gösterilen 125.72 metrekarelik kısmın davalı Hayriye, (A) harfi ile işaretli 365.30 metrekarelik kısmın davalılar İbrahim ve Mustafa mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı İbrahim mirasçısı Vehbi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacıların tescille oluşan tapu kayıtlarına ve zilyetliğe değer verilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz Nisan 321 tarih 37 nolu tapudan gelme Nisan 1935 tarih 1 nolu tapu kaydı ve tedavüllerine dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş; davacılar tespite esas olan tapu kaydından hisse satın almaya ve 19.01.1971 tarih 13 nolu tescil ilamına dayanılarak oluşturulan mükerrer tapuya dayanarak dava açmışlardır. Tespite esas olan Nisan 321 tarih 37 nolu tapu kaydı ve tedavülleri ile davacıların dayandığı 19.01.1971 tarih 13 nolu tapunun çekişmeli taşınmazı kapsadığı, aynı yer için oluşturulan 19.01.1971 tarih 13 nolu kaydın oluşumuna neden olan tescil ilamında ilk tapu maliklerinin taraf olmadığı ve bu nedenle ilamın eski tapu malikleri yönünden bağlayıcılığının bulunmadığı, kayıt malikleri arasında usulüne uygun olarak yapılmış bir taksimin yapılmadığı mahkemece yapılan araştırma ile belirlenmiştir. Bu konularda taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eski tarihli ve doğru temele dayanan tapudan hisse satın alan davacının, ilk tapuyu bertaraf ederek tescil yoluyla aldığı mükerrer tapuya değer verilip verilemeyeceği konusundadır. Tespite esas olan tapunun hukuki kıymetini koruduğu ve davaya konu parsele ait olduğu tartışmasızdır. Tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tescil yoluyla yeniden tapuya bağlanması hukuken mümkün değildir. Mükerrer tapu oluşturulması halinde, ikinci tapuya hiçbir şekilde değer verilemez ve mükerrer tapu üzerinden yapılan işlemlere geçerlik tanınamaz. Her türlü işlemin eski tarihli ve doğru temele dayanan tapu üzerinden yapılması gerekir. Mahkemece ilk kayıt maliklerinin taraf olmadığı tescil ilamı ile oluşan tapu kaydına ve fiili duruma değer verilerek hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlık çözümlenirken, tespite esas olan ilk tapu kaydı ile, varsa bu tapu kaydı malikleri arasındaki hisse satışları esas alınmalıdır. Mahkemece hukuken geçerliliği olmayan mükerrer tapu kaydına değer verilerek hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan, kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 18.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.