Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3462 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22229 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı niteliğinde tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 05.03.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 1.628,51 metrekare yüzölçümündeki bölümün baraj yapımı nedeniyle sular altında kaldığından davacı ... adına tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişme konusu taşınmaz bölümünün baraj yapımı sebebiyle sular altında kalmadan önce yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığını beyan etmişler, ziraat bilirkişisi de taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlandığını ve 20 yılı aşkın süredir tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirir rapor hazırlamış, mahkemece yapılan gözlemde de taşınmaz ile kızılırmak arasında yapay sedde olduğu belirtilmiştir. Mahkemece taşınmaz sular altında kaldıktan sonra tekrar yapılan keşif sonucu taşınmaz sular altında kaldığı halde gözleme dayalı olarak hazırlanan jeoloji bilirkişisi raporunda taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalmadığını bildirmiş, fen bilirkişilerince de 1990 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığı bildirilmiş, ancak taşınmazın imar-ihya durumu yönünden bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. O halde oğru sonuca ulaşılabilmesi için, dava tarihi olan 2011 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, dosya jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın sular altında kalmadan önceki ve iktisap evresine ilişkin niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, çekişmeli taşınmaz sular altında kalmadan önce yapılan keşifte gözlemlenen Kızılırmak ile çekişmeli taşınmaz arasındaki seddenin hangi tarihli hava fotoğraflarında görüldüğü ve bu seddenin hangi tarihte yapılmış olabileceği hususlarının belirlenmesine çalışılmalı, önceki keşiflerde alınan tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.