Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3409 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3292 - Esas Yıl 2013
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sonucu G... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 130 parsel sayılı 11.820,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı N.. P.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı N.. P.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazın, davacı Hazinenin dayandığı ve mevki itibariyle taşınmazın bulunduğu mevkiye uyan, dört sınırı “çeper” okuyan tapu kaydının kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin kabulü için sadece mevkiinin uyması yeterli olmayıp taşınmazın konumuna göre en az 2 veya 3 sınırın ayırdedici ve sabit nitelikleriyle taşınmazı kapsaması zorunludur. Her ne kadar dayanak tapu kaydının mevkii “Camuş Düzü” mevkii olarak taşınmaza uymakta ise de; dört sınırı “çeper” okumaktadır. Çeper sınırı “çit, duvar...” anlamında olup, her yere uyması mümkün olan kayıtlardan olduğuna göre mahkemenin taşınmazın dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığına yönelik kabulü yerinde değildir. Diğer yandan, mahallinde yapılan keşif ve uygulama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına göre, taşınmazın öncesinin davalı N.. P..'ın babasına ait olduğu, ölümünden sonra da paylaşım sonucu davalıya isabet ettiği; taşınmazın, 40-45 yıldır davalı, öncesinde miras bırakanı tarafından kullanıldığı, taşınmazın çevresinde bulunan çeperin ise paylaşımdan sonra davalı tarafından yapıldığı belirlendiğine göre davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi koşullarına uygun zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.