Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3370 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6312 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu .... çalışma alanında bulunan 576 parsel sayılı 13.950,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacılar ... ve ....adına, 575 parsel sayılı 2.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalılar murisi ... ve ....adına tespit ve tescil edilmiş; davacının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünce reddedilmiştir. Davacılar, kadastro sırasında, kendilerine ait taşınmaz ile davalılara ait taşınmaz arasındaki sınırın teknik hata sonucu haritasında yanlış gösterildiği iddiasına dayanarak, teknik hatanın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, dava konusu 575 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1980 yılında kesinleştiği ve davacıların kadastro öncesi sebebe dayanarak dava açtığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç usul ve Yasa hükümleri ile dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, davalılara ait 575 parsel sayılı taşınmaza yönelik mülkiyet iddiasını içeren dava niteliğinde olmayıp, kadastro tespiti sırasında, teknik hata yapılmak suretiyle davacılar adına kayıtlı 576 parsel sayılı taşınmaz ile 575 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın yanlış belirlendiği iddiasına ilişkindir. O halde iddianın ve talebin hukuki niteliği; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde düzenleme bulan “Hataların Düzeltilmesi” istemidir. Somut olayda; davacıların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünce reddedilmiş, bu ret kararı üzerine davacılar görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine ilişkin ihtilaflar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından aynı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye de tabi değildir. Hal böyle olunca; mahkemece, işin esasına girilerek 41. maddenin uygulanmasından doğan ihtilafın çözümlenmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.