Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 328 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9505 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TESCİL-TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar.ve ... vekili 17.07.2001 havale tarihli dilekçesinde; ... Köyünde bulunan ve dilekçede sınırlarını belirttiği 4 parça taşınmazın kadastro sırasında tescil harici bırakıldığını, müvekkilleri tarafından imar ve ihya edilerek 25-30 seneyi aşkın zamandan beri tarım arazisi olarak kullanıldığını ileri sürerek davacılar adına tescili istemi ile dava açmış; yargılama sırasında dava konusu edilen taşınmazların bir bölümünün idari yoldan ... adına tapuya tescili yapılan 1150 ve 1296 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığının belirlenmesi üzerine bu taşınmazlar yönünden tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini; ... vekili ise tescil harici bırakılan yerlerin ... adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacıların kendi adlarına tescil talep ettikleri davaya konu taşınmazların davacıların miras bırakanından intikal eden tereke malı olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazların müvekkilleri tarafından imar ve ihya edilerek 25-30 seneyi aşkın zamandır kullanıldığını ileri sürmüştür. Taşınmazlar başında yapılan 11.10.2005 günlü ilk keşifte dinlenen yerel bilirkişiler... ve ... taşınmazların öncesinde davacıların babası ...'e ait olduğunu, Mehmet'in sağlığında da çocukları ile birlikte kullandığını, ...'in ölümünden sonra paylaşım yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan etmişler, davacı tanıkları ise taşınmazın öncesi taşlık arazi iken 1969 yılında davacılar ile birlikte kardeşleri .... ve .....tarafından taşları temizlenerek tarla haline getirildiğini, taşınmazın ilk zilyetlerinin davacılar ve adı geçen 2 kardeşi olduğunu beyan etmişlerdir. 02.06.2008 tarihinde yapılan 2. keşifte ise, dinlenen yerel bilirkişi .... taşınmazın davacıların zilyetliği başlamadan önce kıraç boşluk arazi olduğunu, ilk kez davacıların traktör ile sürmeye başladıklarını ve 25-30 yıldır da davacılar tarafından kullanıldığını beyan etmiş, davacılar tanığı .....ise taşınmazların davacıların babalarından gelen bir yer olmadığını, öncesinin boşluk ve taşlık iken davacılar tarafından taşlarının temizlenip imar ve ihya edildikten sonra 35-40 yıldır kullanıldığını beyan etmiştir. Bu durumda öncelikle taşınmazların öncesinin kime ait olduğu kimden nasıl intikal ettiği belirlenerek davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığının tespiti zorunludur. Ne var ki, Mahkemece, taşınmaz bölümlerinin öncesinin kime ait olduğu, ne şekilde davacıya intikal ettiği hususunda beyanlar arasında çelişki olduğu halde, bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece taraflarca gösterilen tanıklar, yerel bilirkişiler aracılığı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmak sureti ile yerel bilirkişi ve davacı tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, davacıların miras bırakanı ... tarafından imar-ihya edilerek sonradan miras yolu ile mi davacılara intikal ettiği yoksa, taşlık arazi iken ilk kez davacılar tarafından mı imar ve ihya edildiği sorulup saptanmalı, davacıların aktif dava ehliyeti olup olmadığı buna göre değerlendirilmelidir. Davacıların kendileri tarafından ve kendi adlarına imar-ihya edildiğinin anlaşılması halinde işin esasına ilişkin deliller değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalı, tescili istenen taşınmazların terekeye dahil olduğunun anlaşılmış olması halinde davacı tarafın taksim v.s. sebebe dayanmadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.