Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3256 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1197 - Esas Yıl 2010
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 293 ada 4 ve 5 parsel sayılı 374,64 ve 136,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açtk bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı G... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından davalılar İdris ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan meni müdahale ve kal davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında men'i müdahale ve kal istemi yönünden ayırma kararı verilerek dava ayrı esasa kaydedilmiş ve görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda 293 ada 4 ve 5 sayılı parsellerin maliklerinin G... Köyü Tüzel Kişiliği olarak tespit ve tesciline ve malik hanelerinin bu şekilde doldurulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve İdris vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların Öncesi köy mezarlığı iken mezar-taşları sökülüp okul inşaatında kullanılınca köy boşluğu olarak kaldığı, davalı taraf dayanağı tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara uymadığı kabul edilerek karar verilmiş İse de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2003/414 Esas sayılı dosya ile de davaya konu olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hukukuna ilişkin olan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca kadastro tespiti doğrudan ilgilendiren ve etkileyen davalardandır. Yine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5 ve 27. maddeleri uyarınca da kadastro tespiti sırasında genel mahkemelerde dava konusu olan taşınmazların geometrik ve hukuki durumunu belirlemek görev ve yetkisi Kadastro Mahkemesine ait bulunmaktadır. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re'sen dikkate alınması gerekir. Kadastro ekibi tarafından dava konusu taşınmazların malik hanesinin doldurulması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca, Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın Kadastro Mahkemesine aktarılması sağlanmalı, dava konusu taşınmazların tutanak aslı ile dava dosyası birleştirilerek gerekli askı ilanları yaptırılmalı, Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davanın taraflarının tümünün davaya katılımı sağlanmalı, tarafların iddia ve savu n ma la ny la ilgili olarak bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmak suretiyle çekişmeli taşınmazların başında yöntemince keşif yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz İtirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 26.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.