Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3176 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2738 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tatar Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında nehir olarak tespit harici bırakılmıştır. Davacı , çekişmeli yerin imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşmı zilyetliği nedeniyle adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve 06.10.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda yeşil renkli kalem ile gösterilen 3.066,00 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli yerin Almus Barajının yapılması ile Yeşilırmağın debisinin azalması sonucu ırmak vasfını kaybettiği, davacı tarafından imar-ihya edildiği ve davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz, 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında nehir niteliğinde tespit dışı bırakılmıştır. Çekişmeli taşınmazın Yeşilırmağın eski yatağı olduğu kadastro paftasındaki bilgiler ve teknik ve jeolog bilirkişi raporlarındaki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Kural olarak nehrin aktif yatağını terketmesi halinde yasalarda belirtilen diğer kazanma koşullarının oluşması halinde tescili mümkün olabilir. Ancak nehrin aynı yataktan debisi azalmış olarak akmaya başlaması, yatağını terk ettiği anlamına gelmez. Bu gibi yerler halen nehir yatağı niteliğindedir. Nitekim dosya içerisindeki DSİ.nin 26.05.2010 ve 13.05.2010 tarihli yazılarında dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde ıslah çalışmalarının yapılmadığı, sedde oluşturulmadığı ve taşkına maruz kalabileceği belirtilmiştir. Bu açıklamalara göre, dava konusu yerin Yeşilırmağın taşkın sahasından kurtulması için herhangi bir ıslah ve sedde çalışması yapılmadığı, halen nehrin taşkın sahası ve etki alanından kurtulmadığı anlaşılmaktadır. O halde çekişmeli bölümün kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla iktisabı mümkün olmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.