Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 317 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9352 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 203 ada 47, 48 ve 49 parsel sayılı 15.651,10, 17.075,95 ve 14.789,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda keşif giderlerinin verilen kesin süre içinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 203 ada 47, 48 ve 49 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi Hazine adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 14.11.2011 tarihli ara kararı, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarına yapılacak tebligat giderlerinin kalemler halinde gösterilmemesi ve bu giderlerin hüküm altına alınmaması nedeniyle yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan ara kararına dayanılarak davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesinde bir isabet bulunmamaktadır. Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-g, 115. maddelerinde gider avansı dava şartları arasında sayılmış, 120. maddesinde ise gider avansının belirlenme ve ödenme yöntemi ele alınmıştır. HMK'nun 114/1-g maddesinde dava şartları arasında sayılan gider avansının dava açarken mahkeme veznesine yatırılacağı HMK'nun 120. maddesinde belirtilmiş, buna rağmen eksik yatırılan avansın mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde tamamlanarak mahkeme veznesine yatırılmadığı takdirde, davanın HMK'nun 115. maddesine göre dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği düzenlenmiştir. Kadastro Kanunu'nun 36. maddesine göre ise, taraflar toplanmasını talep ettikleri veya olayın açıklığa kavuşturulması için toplanması gerekli bulunan delillerin masraflarını, belirlenen sürede karşılamadıklarında o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacaklar, böyle bir durumda dava mahkemece mevcut delil durumuna göre karara esastan bağlanacak ve verilen karar taraflar arasında kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracaktır. HMK'nun 114/1-g maddesi ile Kadastro Kanunu'nun 36. maddesindeki düzenlemelerin mahiyetleri ve hukuki sonuçları birbirinden farklı iken, mahkemece; HMK'nun 114/1-g maddesi ile Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin birlikte uygulanması suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasında da bir isabet bulunmamaktadır. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.