Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3165 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2649 - Esas Yıl 2009





Mal beyanında bulunmamak eyleminden borçlu İrfan hakkında yapılan yargılama sonucunda, Anayasa Mahkemesi'nin 28.02.2008 tarihli ve 2006/71 esas sayılı kararı ile 2004 sayılı İİK'nın 5358 sayılı Kanun'la değişik 337/1. maddesinin iptal edildiğinden bahisle sanığın üzerine atılı suçtan beraatine dair (Şişli Üçüncü İcra Mahkemesi) nin 05.05.2008 tarihli ve 2008/215-3212 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile sanığın 2004 sayılı Kanun'un 76. maddesi gereğince mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus üç ayı geçmemek üzere hapsen tazyikine ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin, (İstanbul Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 30.06.2008 tarihli ve 2008/950 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Tebliğname ile; 22.01.2008 tarihli şikayet dilekçesinde, sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 337. maddesine göre cezalandırılmasının istenmesi karşısında, talep dışına çıkılarak yazılı biçimde karar verilmesinde isabet görülmemekle, kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 20.02.2009 gün ve 10340 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay CBaşsavcılığı'nın 12.03.2009 gün ve K.Y.B.2009/51314 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla, Gereği görüşüldü: Müşteki vekili 22.01.2008 havale tarihli dilekçe ile borçlu hakkında süresinde usulüne uygun mal beyanında bulunmadığını ileri sürerek İİK'nın 337/1. maddesi ile cezalandırılması isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ilk oturumda Anayasa Mahkemesi'nin 28.02.2008 tarih, 2006/71 esas ve 2008/69 sayılı kararla İİK'nın 337/1. maddesinin iptal edildiği gerekçesiyle borçlunun beraatine karar verilmiştir. Borçlunun cezalandırılmasına esas teşkil edecek mal beyanında bulunmamak eylemine ilişkin İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa'nın 7. maddesi ile değişik 337. maddesinin birinci fıkrası, Anayasa Mahkemesi'nin 28.02.2008 tarih, 2006/71 esas ve 2008/69 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve aynı kararla iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. Nitekim gerekçeli karar da 16 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Kararda, "İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337. maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür." şeklindeki ifade ile de iptal hükmünün yürürlüğünün erteleme gerekçesi açıklanmıştır. 16 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararda özetle, "...İcra ve İflas Kanunu'nun 337. maddesinin birinci fıkrasında ve 76. maddesinde borçlunun özgürlüğünü bağlayıcı ceza ile cezalandırılmasını gerektiren eylem, mal beyanında bulunmama eylemidir. Hukuk devleti ve ceza hukuku ilkeleri gereği kişi, aynı eylem nedeniyle birden fazla yargılanmaz ve cezalandırılmaz. İtiraz konusu kural uyarınca, müddeti içinde mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı olarak mal beyanında bulunmayan kimse disiplin cezası ile cezalandırılmasının yanı sıra, İcra ve İflas Kanunu'nun 76. maddesine göre de mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle tazyik hapsi cezası ile cezalandırabilecektir. Böyle bir olasılığın varlığı İcra ve İflas Kanunu'nun 337. maddesinde öngörülen disiplin hapsi cezasını, Anayasa'nın hukuk devleti ilkesinin düzenlendiği 2. maddesine aykırı hale getirmektedir. Bu nedenle, 337. maddesinin birinci fıkrası Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir." şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçeli karardaki, "...337. maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan..." şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk ön-lenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337. maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğu, bu tarihten sonra ise yürürlükte bulunmadığının kabulü gerekir. İcra Mahkemesince kararın verildiği ve itirazın incelendiği tarihlerde İcra ve İflas Kanunu'nun 337. maddesinin birinci fıkrası yürürlüktedir. Ancak inceleme tarihi itibarıyla daha lehe olan düzenlemenin yapılmadığı anlaşılmakla mal beyanında bulunmama eylemi suç olmaktan çıkmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun "Hapis ile Tazyik" başlıklı 76. maddesi, "Mal beyanında bulunmayan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulu-nuncaya kadar İcra Mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez" hükmü içermektedir. Borçlu hakkındaki Şişli Dördüncü İcra Müdürlüğü'nün 2007/24728 esas sayılı dosyası incelendiğinde, borçluya çıkarılan örnek 4-5 icra emrinde İcra ve İflas Kanunu'nun 74. maddesine göre mal beyanında bulunması, aksi halde aynı Yasa'nın 337. maddesi uyarınca hapis ile cezalandırılacağı ihtarında bulunulduğu görülmektedir. Şikayet dilekçesinde borçlunun İcra ve İflas Kanunu'nun 337/1. maddesiyle cezalandırılmasının talep edilmesi icra takip dosyasında borçluya gönderilen icra emrinde İİK'nın 74. maddesine göre mal beyanında bulunmasının istenilmesi ve en önemlisi de icra emrinde mal beyanında bulunulmadığı takdirde İİK'nın 76. maddesi uyarınca hapsen tazyik ihtaratının bulunmaması karşısında, borçlunun İİK'nın 76. maddesi gereğince hapsen tazyikine karar verilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca itirazın reddi yerine kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine atfen düzenlendiği tebliğname yerinde görüldüğünden İstanbul Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30.06.2008 gün ve 2008/950 müteferrik sayılı kararının BOZULMASINA, Bozma üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden; Mal beyanında bulunmamak eyleminden dolayı borçlu İrfan'ın İİK'nın 337. maddesi gereğince disiplin hapsi ile cezalandırılmasına yer olmadığına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 04.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.