Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3099 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 7575 - Esas Yıl 2010





Sermaye şirketlerinde idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurlarının şirketin iflasını istememek suçlarından sanıklar M... E... ve H... İ... K...'ın 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanıklar vekilleri tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanık müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Sanıklara isnat edilen suçun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İİK'nun 179.ve TTK'nun 324.maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesinin gerekip gerekmediği saptanmalıdır. Şirketin aktif ve pasif durumunu belirlemekten uzak ve denetime elverişli olmayan yetersiz ve birbirleriyle çelişkili bilirkişi raporlarından aleyhte olanına hangi nedenle itibar edildiği de tartışılmadan sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesi, 2- Ticaret Sicil memurluğunun 27/01/2009 tarihli yazısıyla borçlu M…… Yapı Turizm Ltd.Şti'nin temsilcilerinin sanıklar H... İ... K... ve M... E... olduğunun bildirilmesine karşın, sanık M... E... müdafiinin temyiz dilekçesine eklediği sanık M... E...'nin şirketteki hissesinin tamamını H... İ... K...'a devrettiğine ilişkin 6 Şubat 2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yine şirketi beş yıl süre ile temsile sanık H... İ... K...'ın münferiden yetkili olduğuna ilişkin Türkiye Sicil Gazetesinin 10 Temmuz 2007 tarihli örneği karşısında cezai sorumluluğun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, şirketi temsil yetkisinin her iki sanıkta da bulunduğunun anlaşılması halinde temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak suçun oluşumunda rolü olan temsilci belirlenip buna göre sanıkların hukuki durumunun takdir edilmemesi, Kabule göre de; Sanıklara ait adli sicil kayıtları getirtilerek, haklarında tayin edilen cezanın miktarı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nun 50/3.fıkrasının uygulama koşulunun bulunup bulunmadığının araştırılmaması, İsabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.