Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 271 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 17311 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... parsel sayılı 141.700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle paylı olarak davacı ...'un babası ... ve dava dışı müşterekleri adına tescil edildikten sonra 1998 yılında yapılan imar uygulaması sonucu 18.680,91 metrekare yüzölçümündeki bölümü Hazine adına kayıtlı ... ada ... numaralı imar parseli olmuştur. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 10.919,71 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 10.919,71 metrekare yüzölçümündeki bölümü üzerinde, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, ... sayılı kadastro parselinin 1998 yılında imar uygulamasına girmesi sonucu ifrazı ile oluştuğu ve davacı adına tescile karar verilen (E) bölümünün ... sayılı kadastro parselinin içinde kaldığı hususunun fen bilirkişi raporları ve Kadastro Müdürlüğünün yazılarıyla sabit olduğu, ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise 17.09.1961 tarihinde kesinleştiği, öte yandan davacının babası ...'un ... parsel sayılı taşınmazın maliklerinden olduğu ve ölümü ile payının mirasçıları olan davacı ... ve dava dışı müştereklerine intikal ettiği, adı geçenlerin ise paylarını 27.04.1978 tarihinde dava dışı ...'a sattıkları ve davacıların imar yoluyla oluşan parsel üzerinde bir haklarının kalmadığı belirlenmiştir. Davacı 30.07.2013 tarihli dava dilekçesi ile taşınmazı 60-70 yıl öncesinde babasının kullandığını, 40 yıldan bu yana da kendisinin kullandığını belirterek dava açmıştır. Her ne kadar davacı davasını imar yoluyla oluşan ... ada ... parsele yönelik açmış ise de, taşınmazın öncesi ... sayılı kadastro parseli olduğundan bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescile yöneliktir. Hal böyle olunca; mahkemece, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.