Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2646 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1096 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 225 ada 33 parsel sayılı 5574.60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zilyedi Şaban'ın zilyetliğini terk etmesi nedeniyle, ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Duran, yasal süresi içinde irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Duran tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen süre içerisinde davacı tarafça keşif avansının mahkeme veznesine depo edilmediği, davacının mevcut dosya kapsamına göre de davasını ispat edemediği kabul edilmek suretiyle davanın reddinekarar verilmiş ise de, bu şekildeki değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları hazır bulunan davacılara ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan ara kararları belirtilen özellikleri taşımamaktadır. Mahkemece 21.04.2008 tarihinde keşif yapılmasına, keşif giderlerinin keşif gününden önce mahkemece veznesine depo edilmesine karar verilmiştir. Bu süre, tebliğ giderlerinin yatırılması halinde, keşif davetiyelerinin muhatabına ulaşabilmesi için yeterli bir süre olmayıp, Tebligat Tüzüğü'nün 12. maddesine de uygun değildir. Bu durumda keşif yapılması olanaksızdır. Yapılamayacağı önceden belli olan keşif için taraflara külfet yüklenmesi, usule ve yasaya uygun bulunmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesi ile davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 16.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.