Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:Kadastro sırasında 615 parsel sayılı 6813 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davacı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine tarafından davalı aleyhine tespit tarihinden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı İbrahim mirasçıları adlarına veraset Karnındaki hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece taraf tapularının sabit hudutlu olup davaya konu parseli kapsadığı, davalı taraf tapusunun daha eski tarihli olup sahih esaslı bulunduğu kabul edilmek suretiyle Hazinenin davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.Tarafların dayanağını oluşturan tapu kayıtları getirtilip mahalline uygulandığı halde tutanakta yazılı vergi kaydı celp edilip uygulanmamış, tüm komşu parsellerin tutanağı ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilmediği için tapu ve vergi kaydı uygulamasında komşu parsel kayıtlarından yararlanılmamıştır. Ayrıca, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ve 21.10.1981 tarihinde icra edilen keşif sırasında bilgisine başvurulan yerel bilirkişi Mustafa, taşınmazın öncesinin orman olduğunu bildirmiş, celp edilen bir kısım komşu parsel tutanaklarının edinme sebebi sütununda da 1948 yılında yapılan orman tahdidinde tahdit hattı içerisine alındıkları belirtilmiş bulunmaktadır. Bu durumda taşınmazın öncesinin orman olup olmadığı, bölgede yapılıp kesinleşmiş orman tahdidi var ise taşınmazın tahdit hattı içerisinde kalıp kalmadığı, orman dışına çıkarılma işlemi yapılmış ise bu işlemin hangi tarihte yapıldığı ve taşınmazın kim adına orman dışına çıkarıldığı araştırılıp belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle tutanakta yazılı vergi kaydı celp edilmeyen tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle uygulanmış tapu ve vergi kaydı var ise bu kayıtlar, bölge ile ilgili orman tahdit haritası mazbata ve ekleri ile 2/B uygulamasıyla ilgili tüm kayıtlar celp edilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde uzman orman mühendisi, fen ve yerel bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında tarafların dayanağını oluşturan tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleri ile birlikte okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek gösterilmeli, davalıların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının davaya konu parsele uyduğunun söylenmesi halinde kadastro tespiti sırasında ne sebeple 612 ve 613 parsellere revizyon görüp kesinleştiği üzerinde durulmalı, gerektiğinde davalıların tapusunu uygulayan tespit bilirkişilerin arazi başında dinlenip, bilgileri alınmalı, tespit tutanağında yazılı vergi kaydı uygulanıp kapsamı belirlenmeli, bölge ile ilgili kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B uygulaması var ise bunlar ile ilgili tüm kayıtlar uzman orman mühendisi veya mühendisleri kurulu aracılığı ve yerel bilirkişi aracılığı ile uygulanıp taşınmazın niteliği saptanmalı, taşınmazı içine alan orman tahdidi yok ise; 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1. maddesi gereğince taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirtir rapor alınmalı, arazi başında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın niteliği, tasarrufu ve bu tasarrufun hangi tarihte başlayıp ne şekilde sürdürüldüğü hususunda maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışmalı, beraberinde götürülecek teknik bilir kişiye ve orman mühendisine uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 23.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.