Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz İsteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 137 ada 1 ve 104 ada 36 parsel sayılı 12144,51 ve 4756,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı Sebahat tarafından davalı Necati aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların kök muris Sadullah mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Necati vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti davalı olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle yapılmıştır. Tespitten önce davacı tarafından açılan elatmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Hal böyle olunca çekişmeli taşınmazların tespitinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5. maddesi hükmüne göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu suretle tespiti yapılan taşınmazların 30 günlük askı ilanının Kadastro Mahkemesince yapılması zorunlu olduğu halde Kadastro Mahkemesince yöntemine uygun şekilde 30 günlük askı ilanı yapılmamıştır. Askı ilanı yapılmadıkça ve Yasa'nın 11. maddesinde öngörülen 30 günlük süre dolmadıkça duruşmaya başlanması olanaksızdır. O halde öncelikle çekişmeli taşınmazlarla ilgili, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11 ve 27. maddelerinde öngörülen şekilde yöntemine uygun askı ilanı yapılmalı, askı ilan süresi dolduktan sonra davaya bakılmalıdır. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulmuş olması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenlerine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.