MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 578 ada 5 parsel sayılı 104,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/6. maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarılmıştır şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın tespitinde adına yer verilmediğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 578 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı ve bahçenin davacının zilyetliğinde bulunduğunun tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerindeki yapı ve ağaçların davacı kullanımında olduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı, 24.07.2012 tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın kendi kullanımında olduğunu belirterek, adının taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 23.03.2000 yılında kesinleşmiş ve taşınmazda bir kullanıcı tespiti yapılmamıştır. Kadastro Müdürlüğünün 15.07.2015 tarihli yazı içeriğinden de belirlendiği şekilde taşınmazın 2000 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında kullanıcısı bulunmadığından 2010 yılında sehven güncelleme çalışması kapsamına alınması taşınmaza yönelik usulüne uygun bir güncelleme çalışması yapıldığı anlamına gelmez. Hal böyle olunca mahkemece, davacının kadastro öncesi nedene dayanarak dava açtığı gözetilerek tespitin kesinleştiği 23.03.2000 tarihi ile davanın açıldığı 24.07.2012 günü arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle; bir an için davacının kadastro tespit tarihinden sonra doğan hakka dayanarak dava açtığının kabul edilmesi halinde ise dosya kapsamına getirtilen bilgi ve belgelere göre çekişmeli taşınmazın 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi kapsamında 2/B alanlarında yapılan güncelleme kadastrosuna konu olmadığının anlaşıldığı, nitekim bu tür bir çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilmesinin de mümkün olmadığı gözetilerek yine davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.