Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1890 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7799 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 101 ada 580 parsel sayılı 10597.06 metrekare yüzöl-çümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla Ali Galip ve Osman adlarına tesbit edilmiştir. Davacı Ali Galip, yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 101 ada 580 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davacı ve davalı adlarına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın öncesinin davacı tarafa ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kadastro tespitinden önce davacının babası ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince, taşınmazın bir bölümünün davalı adına tescilinin gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı taraf kadastro tespitinden önce davacının babası ile yaptıkları, sözleşme uyarınca çekişmeli taşınmaz üzerine ağaç diktiğini, diktiği ağaçlara karşılık çekişmeli taşınmazın yarısının kendisine ait olacağını, kadastro tespiti sırasında bu nedenle çekişmeli taşınmazın yarı payının adına tespit edildiğini ileri sürmüştür. Davalının iddiasına göre ileri sürdüğü hak yenilik doğurucu nitelikte hüküm vermeyi gerektirdiğinden bu tür iddialar Kadastro Mahkemesince nazara alınmaz. Ancak bu nedene dayanan davalının genel mahkemelerde dava açma hakkı saklıdır. Hal böyle olunca davacının davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.