Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1814 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18253 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 1 parsel sayılı 2.126.290,72 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacılar ...ve arkadaşları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... ve arkadaşları, aynı nedenlere dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine, müdahillerin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin 1/6’şar payının Mikail ve ..., 2/6’şar payının .... ve ... adlarına tapuya tesciline, geriye kalan bölümün mera vasfıyla sınırlandırılarak özel sicile yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin müdahil davacılara ait vergi kayıt kapsamında kaldığı, zilyetlikle mülk edinme şartlarının da gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, vergi kayıtları gayri sabit hudutlu olup miktarı ile geçerli olacağı düşünülmemiş, çekişmeli taşınmaz mera vasfıyla tespit görmesine rağmen vergi kayıt miktar fazlası yönünden usulüne uygun mera araştırması yapılmamış, uzman ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli parselin sınırında dere olduğu halde jeolog bilirkişi keşfe götürülmemiş, uydu ve hava fotoğrafları getirtilmemiştir. Bu haliyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca sağlıklı sonuca varılabilmesi için, tespit tarihinden 20-30 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 (1993-1983-1989 gibi) hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3 ziraat mühendisi, 1 jeoloji mühendisi, 1 jeodezi fotogrametri uzmanı ya da harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Vergi kayıt miktar fazlası yönünden taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı belirlenmeli, taşınmazın kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı hususu üzerinde durulmalı, keşif sırasında tespit bilirkişilerinden taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uzman ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile jeoloji bilirkişisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilmelidir. Hava ve uydu fotoğrafları bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleketi haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenmesi) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, hava ve uydu fotoğrafları 3 ayrı evre halinde incelenerek çekişmeli taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasındaki ayırıcı unsur tespit ettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanmış tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.