Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1766 - Karar Yıl 1999 / Esas No : 1887 - Esas Yıl 1999





Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde Olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:Kadastro sırasında 109 ada 220 parsel sayılı 2228.38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı ve bu gibi yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı nedeniyle Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Davacı Hamit yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline, bu yerin korunması gerekli kültür ve tabiat varlığıdır şerhinin tapu sicilinin beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf vergi kaydına dayanmıştır. Mahkemece vergi kaydı mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, vergi kaydında doğuda gösterilen emvali metrukenin neresi olduğu saptanmamıştır. Ayrıca, bilgisine başvurulan arkeolog bilirkişi taşınmazın sazlık ve bataklık olduğunu söylemesine rağmen beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılmamış, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun amir hükmüne rağmen zilyedliğe ilişkin tanıklar arazi başında dinlenmesi gerekirken duruşmada dinlenmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde yerel ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmeli, davacı tarafın dayanağını oluşturan vergi kaydı uygulanıp kapsamı belirlenmeli, uzman ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişilerden taşınmazın niteliği hakkında, arkeolog bilirkişiden arzın altında korunmayı gerektirir kültür ve tabiat varlığı bulunup bulunmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, arazinin niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda bilgi alınıp bu bilgilerin kayıtlara uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; parselin korunmayı gerektirir kültür ve tabiat varlığı olduğu kabul edildiği halde davacı adına tescil edilmesi de doğru bulunmamaktadır. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 10/05/1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.