MAHKEMESİ: .. 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2010/224-2014/182Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu .. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tescil harici bırakılan taşınmaz idari yoldan 877 parsel numarası ile 69.290,53 metrekare yüzölçümlü olarak tarla vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı S.. K.., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda fen bilirkişisinin 20.11.2013 tarihli raporu uyarınca 877 parsel sayılı taşınmazın tapusunun kısmen iptali ile raporda (D), (E), (F) ve (H) harfleriyle belirtilen toplam 21.000,00 metrekarelik alanın ayrı ayrı parsel numaraları verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; dava konusu alanın davacı ve ailesinin egemenliğinde olduğu gerekçesiyle tapu kaydı miktarı olan ve taşınmaz üzerinde tarım yapılan yerler dikkate alınarak toplamda 21.000,00 metrekare olacak şekliyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece yapılan 2. keşife ziraat bilirkişisi götürülmemiş; bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen ve hakkındaki dava kabul ile sonuçlanan bölümün niteliği ile ilgili ziraat bilirkişisinden rapor alınmamış; davacının dayanağı tapu kaydının başka parsellere revizyon görüp görmediği üzerinde durulmamış; usulünce hava fotoğrafı uygulaması yapılmamış; taşınmaz üzerindeki zilyetlik durumu ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacı dayanağı olan tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri varsa haritaları ve dayanağı olan belgeler ile birlikte getirtilmeli; dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak, revizyon görmüş ise, ilgili taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının onaylı örneği Tapu Müdürlüğünden, varsa tapu kaydının tesisine esas alınan ilama ait dava dosyası Tapu Müdürlüğü ve/veya mahkemesinden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların gösterecekleri tanıklar, teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşifte 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesi göz önüne alınarak varsa haritalar uygulanmak suretiyle; haritaların bulunmaması halinde ise sınırlarına göre tapu kayıtlarının kapsamları belirlenmeli; kayıtların kapsamı belirlenirken dava dışı revizyon gördüğü taşınmazlar göz önüne alınmalıdır. Çekişmeli taşınmazın kayıt kapsamı dışında kaldığının tespit edilmesi halinde davacının zilyetliğe de dayandığı dikkate alınarak, ziraat bilirkişisinden taşınmazın öncesinin hangi nitelikte olduğu arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı hususlarında ayrıntılı ve fotoğraflı rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişilerden taşınmazın kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ve bilirkişi raporuyla denetlenmeli, daha sonra Hazineye ait tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zamana ilişkin hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, çekişme konusu taşınmaz bölümünü hava fotoğrafları örnekleri üzerinde gösterecek şekilde ve bu yerin önceki tespit tarihindeki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı konusunda rapor alınmalı, buna göre Hazine adına idari yoldan oluşan tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14. ve TMK'nın 713/1. madde de öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 31.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.