Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 167 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9564 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROKANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında Taşdelen Köyü çalışma alanında bulunan 372 ada 1 parsel sayılı 484,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 372 ada 2 parsel sayılı 1282,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 372 ada 3 ve 374 ada 5 parsel sayılı 195,78 ve 480,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına, 372 ada 4 ve 374 ada 6 parsel sayılı 625,86 ve 924,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına ve 374 ada 7 parsel sayılı 664,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz da davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, 30.04.1945 tarih, 31 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak dava konusu taşınmazların Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ve arkadaşları vekili, yargılama sırasında 23.12.2009 havale tarihli dilekçesi ile 26.02.1976 tarih, 74 sıra ve 17.12.1947 tarih, 73 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların, davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 31 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece davalıların dayandığı 17.12.1947 tarih,73 sıra numaralı tapu kaydı mahalline uygulanmadığı gibi, davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 31 sıra numaralı tapu kaydının uygulaması da yetersizdir. Zira, Hazinenin dayandığı tapu kaydı hudutları itibariyle her yere uyabilecek niteliktedir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davalıların dayandığı 17.12.1947 tarih, 73 sıra numaralı ve davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 31 sıra numaralı tapu kayıtlarında yazılı sınırlar yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyensınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, komşu 374 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 30.04.1945 tarih, 32 sıra numaralı tapu kaydı ile komşu 374 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 23.01.2008 tarih, 82 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren getirtilerek, bilirkişi ve tanık sözleri, sözü edilen komşu parsel tutanak ve dayanakları olan tapu kayıtlarıyla denetlenmeli, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli, temyize konu bölüm kayıt kapsamında kalıyorsa tapulu yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmayacağı, ne varki kadastro tespit günü itibariyle yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinde öngörülen koşullarının varlığının bu durumun istisnasını oluşturduğu göz önüne alınarak bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.