Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16492 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21159 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 87 ve 88 parsel sayılı 1.341,000 ve 1.022,250 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu ve vergi kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacılar ..., ..., ....vergi kaydı, tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar 1150 hisse kabul edilerek 1150/224 hissesinin ... oğlu ....adına; 1150/670 hissesinin ... ... adına; 1150/16'şer hissesinin .... ile ......, ..., ..., .....adlarına tespit ve tesciline Mahkemece dava konusu taşınmazların davacıların dayandıkları tapu ve vergi kaydının kapsamında kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli değildir. Davacıların dayandıkları tapu ve vergi kayıtları değişebilir sınırlar ihtiva etmekte olup miktarları itibariyle geçerlidir. Miktar fazlasında zilyetlikle edinilebilecek miktar ise kayıt miktarına ilaveten 100 dönümden ibarettir. Hal böyle olunca, birisi hakkında verilecek hükmün, diğerlerini de etkileyeceği göz önüne alınarak aynı kayıtların miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilen ve davalı olan bütün parseller hakkındaki davalar birleştirilmeli, ondan sonra 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesine göre kayıt kapsamı belirlenmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince Almaşar Köyü çalışma alanında belgesiz olarak tespit edilen taşınmazların miktarı da belirlenip, zilyetlikle iktisap limitleri de dikkate alınmak suretiyle edinilebilecek yerler belirlenmeli, kalan parsel ve bölümlerin tamamının Hazine adına tescili gerekeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece bu yönün göz ardı edilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de kadastro hakiminin infazı kabil sicil oluşturma görevi bulunduğu göz ardı edilerek tescile karar verilen paylar toplamı paydaya eşit olmayacak ve bu nedenle infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, 30.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.