MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Sünlük Köyü çalışma alanında bulunan 179 ada 3-5-7 parsel sayılı sırasıyla 1.064.76, 910.10, 701.83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve 10.06.2010 tarihinde kesinleşerek tescil edilmiş, sonrasında 30.12.2010 tarihli satış nedeniyle ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan, davalı ... yönünden 1-) Çekişmeli taşınmazların tapu maliki ... olduğuna göre, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan ret 2-) Davacı ..., çekişmeli 179 ada 3, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların dedesinden annesi ..'e, annesinin ölümü ile babası .. ve kendisine, babasının sağlığında yaptığı taksim sonucu kendisine kaldığını, taşınmazları dönem dönem farklı kişilere kiraya vererek kullandığını, taşınmazları tespit maliki ...'tan satın alan davalı ...'un da taşınmazı kiralayan ..'un oğlu olup taşınmazların gerçek sahibinin kendisi olduğunu bildiğinden kötü niyetli olduğunu belirterek dava açmıştır. Davalı ..., taşınmazları iyi niyetli olarak ...'tan satın aldığını, davacının taşınmazları 23.10.1980 tarihli senetle ...'a satıp zilyetliği devrettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının ibraz ettiği tapu kaydının taşınmaza uymadığı, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığı ve davalı ...'un taşınmazları satın alırken kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı tarafından ibraz edilen 23.10.1980 tarihli senedin davacının eşinin babaannesi ..'dan intikal eden mallar için düzenlendiği, bu nedenle davacıya anne ve babasından intikalen gelen dava konusu taşınmazları kapsamadığı sabit ise de, mahkemece dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların asli zilyetliğinin de, davacı tarafından senette belirtilen taşınmazlarla birlikte ...'a devredilip devredilmediği hususu netliğe kavuşturulmamış, Bayram'ın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin kendi adına mı yoksa davacı adına mı sürdürüldüğü hususu tam olarak sorulup saptanmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazları iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların malik sıfatıyla zilyetliğinin davacı tarafından ...'a devredilip devredilmediği, devredilmemiş ise, 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi göz önüne alınarak davacı tarafın iddia ettiği gibi, davalı ...'un taşınmazları satın alırken kötüniyetli olup olmadığı ve taşınmazın davacıya ait olduğunu bilebilecek durum da bulunup bulunmadığı hususlarında olaylara dayalı ve ayrıntılı beyanları sorulup saptanmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.