Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16316 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 826 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı,... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın ve müdahil davacının davasının kabulüne, teknik bilirkişinin ek rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 3.619,59 metrekare yüzölçümlü kısmın davacı ..., (B) harfiyle gösterilen 1.755,23 metrekare yüzölçümlü kısmın müdahil davacı ... ve (C) harfiyle gösterilen 1.666,57 metrekare yüzölçümlü kısmın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan ve davaya konu edilen yerlerden teknik bilirkişi haritasında (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümler yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanım koşulları gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerlerin köy boşluğu ya da harman yeri olarak bırakıldığı veya kullanıldığı dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında belirtilmesine rağmen bu kısımların köylünün ortak kullanımına mahsus yerlerden olup olmadığı araştırılmadığı gibi çekişmeli taşınmazların imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı da belirlenmemiştir. Fen bilirkişi tarafından hazırlanan 11.10.2012 tarihli raporda haritada (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların 226 ve 227 nolu mera parseli içinde kaldığı belirtilmiş, 12.12.2012 tarihli raporda ise dava konusu kısımların 226 ve 227 nolu mera parselleri içerisinde kalmadığı açıklanmış ancak çekişmeli kısımların mera parselleri içerisinde kalıp kalmadığı net olarak ortaya konulamamıştır. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. ve geçici 1/13. maddeleri nazara alınarak ....Belediye Başkanlığı ile ..... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra çekişmeli taşınmazların hangi tarihte ve hangi sebeple tescil dışı bırakıldığı sorulup saptanmalı, dava tarihi olan 2011 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve en son tarihli uydu fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri uzmanı, jeolog, ziraat mühendisi ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazların hangi nitelikle tescil harici bırakıldığı, evveliyatı itibari ile zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olup olmadığının (mera ya da köylünün ortak kullanımına mahsus harman yeri olup olmadığı) belirlenmesine çalışılmalı, çekişmeli taşınmazlar zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden ise imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı tespit edilmeli, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ev, ahır ve samanlık yapmanın imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya yeterli olmayacağı da nazara alınarak mahalli bilirkişi ve tanık sözleri ile çekişmeli taşınmazların hangi tarihten itibaren ne şekilde ve kim tarafından zilyet edildiğinin sorularak saptanmalı, jeodezi veya fotogrametri uzmanından dava konusu taşınmazların dava tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, bilgisayar programı vasıtasıyla ölçekler eşitlenmek suretiyle taşınmazın paftası, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde çakıştırmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden çekişmeli kısımların öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları irdelenir şekilde rapor alınmalı, çekişmeli taşınmalardan fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın sınırında dere olduğu belirtilmesi karşısında jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir. Kabule göre de; kabule konu edilen fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısım içerisinde 1163 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu anlaşılmasına nazaran fen bilirkişi raporundan bu kısmın hariç tutulup tutulmadığı anlaşılmadığı gibi aynı şekilde (C) harfi ile gösterilen kısmında komşu 1142, 1143, 1144 ve 1152 parsel sayılı taşınmazlara kısmen çakıştığı anlaşılmasına nazaran diğer taşınmazlarla çakışan kısımlarında hariç tutulup tutulmadığı anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan (B) ve (C) kısımlara ilişkin hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 28.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.