Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16193 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19997 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/05/2014NUMARASI : 2014/73-2014/179Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alında bulunan 272 ada 4 parsel sayılı 314,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, bahçe ve üzerindeki 3 katlı evin davacı İ. Y. ile dava dışı A. T., M. C., M. ., E. S. kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. Y.., taşınmazda 2 adet daire kendi kullanımında olduğu halde sadece birinin yazıldığını öne sürerek 2. kat 3 nolu dairenin de kendi kullanımında olduğuna dair şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaz hakkında daha önce Sultanbeyli Kadastro Mahkemesinin 22.05.2012 tarih 2010/2580 Esas- 2012/567 Karar sayılı ilamıyla davacı ile davalı hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 4. maddesi kapsamında yapılan güncelleme tutanaklarına itiraz niteliğindedir. Davacı, çekişmeli taşınmaz üzerinde üç katla çift daire olmak üzere toplam altı dairenin bulunduğunu, ikisinin de kendisinin kullanımı olduğunu, ancak bir tanesinde kullanıcı olarak göründüğünü öne sürerek diğer 2. kat 3 nolu dairenin de kullanıcısı olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açmıştır. Çekişmeli taşınmazın tespit tutanağının beyanlar hanesinde 3 katlı binadan bahsedilmekte ancak kaç bağımsız daireden oluştuğu belirtilmeden yalnızca davacı İ.. Y.. ile E. Y. ve E. S. kullanımında olduğu yazılmış, askı ilan süresi içerisinde A. T. ve M. Y. kendilerinin de kullanıcı olduğunu öne sürerek Sultanbeyli Kadastro Mahkemesinde yukarıda belirtilen davayı açmışlar, mahkemece, davacılar A. T.ve M. Y. ile M. C., E. S. ve İ. Y. kullanıcı olarak beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiştir. Ne var ki; bahsedilen kararda da taşınmaz üzerindeki binada kaç dairenin bulunduğu belirtilmemiştir. Kaldı ki;davacı İ.. Y..'ın kendisi dışında beyanlar hanesinde adı geçen 4 kişininin kendilerine ait dairelerinin kullanıcıları olduklarına yönelik açıkça bir itirazı bulunmayıp kendisinin 2 dairenin kullanıcısı olmasına rağmen bu hususun beyanlar hanesinde belirtilmemesi sebebiyle diğer dairesinin kullanımına beyanlar hanesinde adı geçen şahıslarında ortak olduğu sonucu çıktığını öne sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla yukarıda bahsi geçen ilamın eldeki dava açısından kesin hüküm oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca; tapunun beyanlar hanesinde adı geçen şahısların davaya dahil edilmesi için davacıya usulüne uygun şekilde süre verilmesi, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.