MAHKEMESİ : TERME SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2013NUMARASI : 2013/300-2013/788Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında... Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 208, 209 ve 210 parsel sayılı 651.38, 2.241.73 ve 4.002.16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve B. S. fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. S.., taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 116 ada 208 nolu parselin tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisinin 12.08.2013 tarihli haritalı raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın ifrazı ile ayrı bir parsel numarası verilerek 2/B vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ve ayrı parsel numarası verilen bu taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı kargir ev ve avlunun davalının kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, fen bilirkişisinin 12.08.2013 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 535.11 metrekarelik kısmın ifrazından kalan (B) harfi ile gösterilen 338.37 metrekarelik kısmın aynı parsel numarasıyla 2/B vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydına parsel üzerindeki fındık ağaçlarının H.. S..'ın kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, çekişmeli 116 ada, 209 nolu parsel ve 210 nolu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanaklarına karşı, tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde yazılı şerhin iptali ve davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davaların, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hazineye ve lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı açılıp, ileri sürülen iddianın ispat yükümlülüğünü içerdiğinden çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemeyeceği gibi, 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren işler kapsamına da girmemektedir. Zilyetlik şerhine yönelik davalarda Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.