MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ....Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 41 parsel sayılı 4.637,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı ve 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Yargılama sırasında tespit maliki mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 112 ada 41 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının iptali ile tespit maliki ....oğlu ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dayanağı 27.07.1965 tarih ve 2, 4 ve 6 sıra numaralı tapu kayıtlarının fen bilirkişi raporuna göre taşınmazı kapsadığı, dayanak kayıtların Hazine'nin taraf olduğu .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.12.1964 tarih, 1963/... Esas ve 1964/.... Karar sayılı tescil ilamı ile oluştuğu ve davacı Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak kayıt uygulaması yetersiz olduğu gibi, tapu kayıtlarının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin araştırılmamış, bilirkişi ve tanık sözlerinin denetimi yönünden komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtlarının getirtilmemiş ve dosyada mevcut tescil ilamının dayanağı tescil krokisinin uygulama kabiliyeti olup olmadığı yönünden teknik bilirkişiden rapor alınmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle taşınmazın dayanağı tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıtları, çekişmeli taşınmazlara komşu 112 ada 39 ve 49 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa dayanağı belgelerin onaylı örnekleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; taşınmazların dayanağı 27.07.1965 tarih ve 2, 4 ve 6 sıra numaralı tapu kayıtları ve Başkale Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.12.1964 tarih, 1963/.... Esas ve 1964/....Karar sayılı ilamı ile oluşan tapu kaydının tescil krokisi uygulanmak suretiyle kayıtların kapsamları 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20.maddesi hükmü uyarınca haritalarına göre belirlenmeli, haritaların uygulanabilir olmaması halinde sınırları tek tek okunmak suretiyle mahalli bilirkişilerce sınırlar zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, bu suretle tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve tapu kayıtlarının uygulamasını ve kapsamını gösterir, taşınmazın dayanağı tescil ilamı ve krokisinin uygulama kabiliyeti olup olmadığını açıklayıcı rapor alınmalıdır. Tapu kayıtlarına kapsam tayin edildikten sonra çekişmeli taşınmazın dayanak kayıtların kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi tarihten beri, kimler tarafından, neye istinaden ve ne şekilde zilyet edildiğine, taşınmazın zilyetlikle mülk edinmeye elverişli yerlerden olup olmadığına ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.