Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15213 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15322 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : NUSAYBİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2012/430-2014/74Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu .... Köyü çalışma alanında bulunan 141 ada 3 parsel sayılı 2.262,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. C.., hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz, sağlık ocağı ve bahçesi vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M. Ç., çekişmeli taşınmazın öncesinde babası D. C.ait iken, bir bölümünü sağlık ocağı yapımı için bağışladığını, geriye kalan bölümü ise kendisine bağışladığını ileri sürerek sağlık ocağının bulunduğu yer hariç, kalan bölümünün tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümünün ziraatçi raporuna göre tarım arazisi vasfında olmadığı ve 2000 yılından beri kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece taşınmazın tesciline esas 02.10.1986 tarih ve 1 numaralı tapu kaydı oluşumdan itibaren tüm tedavülleri ile istenmeden ve yapılan keşifte usulünce uygulanmadan karar verilmiştir. Tapu kaydının oluşum sütununda; Nusaybin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1985/64 Esas ve 1986/32 Karar sayılı ilamına istinaden tashihen tescil edildiği yazılı olup, mahkemece söz konusu mahkeme ilamı ve krokisi de istenerek taraflar arasında kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği üzerinde de durulmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle 02.10.1986 tarih ve 1 numaralı tapu kaydının oluşumundan itibaren tüm tedavülleri, dayanağı mahkeme kararı ve krokisi ve varsa revizyon gördüğü taşınmazların getirtilmeli, davacı ya da murisinin ilamda taraf olup olmadığı ve ilamın taraflar açısından kesin hüküm teşkil edip etmediği belirlenmeli, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen ve ziraatçı bilirkişi hazır olduğu halde keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında, getirtilen tapu kaydı ve krokisi 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi uyarınca usule uygun olarak uygulanarak kapsamı belirlenmelidir. Tapu kaydı çekişmeli taşınmaza uyuyor ve dayanağı mahkeme kararı taraflar için kesin hüküm niteliğinde ise kesin hükmün yararına olduğu taraf lehine karar verilmeli, tapu kaydı çekişmeli taşınmaza uyuyor ve dayanak mahkeme kararı kesin hüküm niteliğinde değilse tapunun iktisap sebebine göre (idari yoldan oluşmuş ise) oluştuğu tarihe kadar, taşınmazın bir bölümü tapu kaydı kapsamı dışında kalıyor ise bu bölüm yönünden davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddelerinde belirtilen kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmalı, bu kapsamda mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, taşınmazın önceki keşifteki beyanlara göre 2000 yılından beri kullanılmadığı yönündeki vakıanın zilyetliğin iradi terki niteliğinde olup olmadığı tartışılıp değerlendirilmeli, teknik bilirkişiye kayıt uygulamasını da gösterir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, ziraat mühendisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere aykırı şekilde yetersiz araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı M.. C..'nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.