Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15205 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15284 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SİNANPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2014NUMARASI : 2013/238-2014/128Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 3 parsel sayılı 597.24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Y.. C.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. C.. irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 101.70 metrekare yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile davacıya ait 210 ada 2 parsele eklenmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Y.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ve davalı kardeş olup çekişmeli taşınmaz davalı adına, komşusu olan 210 ada 2 parsel ise davacı adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. C.., her iki taşınmazında ortak muristen kaldığını, murisin ölümünden sonra yapılan taksimde her iki taşınmazın bir bütün halinde davalı ile kendisine isabet ettiğini, daha sonra davalı ile eşit olarak paylaştıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında 210 ada 2 parselin 393.81 metrekare olarak kendisi adına, çekişmeli taşınmazın ise 597.24 metrekare olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, eşitliğin sağlanması adına davalıya ait taşınmazın bir bölümünün tapusunun iptali ile adına tescilini istemiş, davalı ise; muristen kalan her iki taşınmazın taksimde davacı ile kendisine isabet ettiği hususunun doğru olduğunu, ancak davalı ile aralarında yaptıkları ikili anlaşma gereği muristen kalan evin olduğu bölümün davacıya verildiğini, kendisinin ise evden vazgeçmesi karşılığında bir miktar daha fazla yer aldığını, davanın haksız olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacının iddialarının ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan davacı tanığı M. C. soyut olarak; tarafların kendi aralarında eşit olarak paylaşım yaptıklarını söylemiş, tarafların kardeşi olan davacı tanığı F. D.; taraflar arasındaki ikili anlaşmaya doğrudan tanık olmadığını ancak aralarında eşit şekilde paylaşım yaptıklarını bildiğini beyan etmiştir. Davalı tanığı F. U. ise; her iki tarafın komşusu olduğunu, taraflar arasındaki ikili anlaşmaya bizatihi şahit olduğunu, davacıya bırakılan bölümde babadan kalan ev olduğu için davalıya bir miktar fazla yer verildiğini söylemiştir. Beyanına başvurulan diğer mahalli bilirkişi ve tanıklar ise taraflar arasındaki anlaşmaya dair bilgilerinin olmadığını söylemişlerdir. Mahkemece tanık beyanları arsındaki çelişkiler giderilmeden, bir kısım tanıkların da yetersiz ve soyut beyanlarına dayalı olarak ve ayrıca tanık F. U. beyanlarına neden değer verilmediği tartışılmadan karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişiler ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin olarak maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı, alınan beyanlar arasında ya da önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir rapor düzenlettirilmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilemediği takdirde hangi beyana neden üstünlük tanıdığı hususu tartışılıp gerekçelendirilmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Y.. C..'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.