Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15186 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2447 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ: 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2013/69-2013/563KANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, ....İli, Merkez Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ..... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece 766 sayılı Kanun'un 31/2 maddesi gereğince hak düşürücü süre geçtiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yerlerdendir. Davacı taraf, taşınmaz hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 766 sayılı Yasa'da gerek 3402 sayılı Yasa'da, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal bir düzenleme yoktur. Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.04.2015 gün ve 2013/8-2061 Esas, 2015/1256 sayılı kararında da kabul edilmiştir. Bu nedenle; yasal dayanağı bulunmadığı halde hak düşürücü sürenin geçtiği yönünde hüküm kurmak isabetsizdir. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle, karar tarihinden sonra (30.03.2014 tarihinde) yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ..... Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmesi ve Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılması nedeniyle taşınmazın bulunduğu ilçe belediyesi ile.... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra TMK'nın 713, 3402 sayılı Kanun'un 14. ve 17. maddeleri gereğince gerekli araştırmaların yapılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.