MAHKEMESİ : BİNGÖL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2014NUMARASI : 2012/39-2014/429Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı A.. A.. ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişilerinin 26.11.2013 tarihli rapor ve haritasında A (875,69 m2) ve B (12,247,63 m2) harfiyle gösterdikleri bölümlerin davacı A.. A.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1968 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Mahkemece, tescili istenen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin süresi ve sürdürülüş biçimi yönünden yapılan araştırma hüküm vermek için yetersiz olduğu gibi, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya tabi bir taşınmaz olup olmadığı açıkça belirlenmemiş, imar-ihyaya tabi bir taşınmaz olması halinde ise emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilip getirilmediği ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçip geçmediği ayrıca denetlenmemiştir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde bu yönden de araştırma yapılmamış; taşınmaza ait fotoğraflar ekli olmadığından ziraatçi bilirkişi kurulu raporu içeriği ile mahkeme gözlemi gereği gibi değerlendirilememiştir. Ayrıca davanın niteliği gereği TMK'nın 713/4. maddesine göre yapılması gerekli olan ilanlar sadece köy muhtarlığında yapılmış, gazete ile ilan yapılmamıştır. O halde sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle dava konusu taşınmaza yakın komşu olan taşınmazların ifraz öncesindeki tesis kadastrosu sırasında aldıkları parsel numaralarının tespiti ile bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıtlar getirtilmeli, taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla önceki bilirkişi raporunu da irdeler şekilde taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı gerekirse hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, ortaya çıkacak sonuca göre belgesiz araştırması yapılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve tescile karar verilmesi gerektiğinde de yasal ilanlar yaptırılarak karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.