.MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2014NUMARASI : 2010/28-2014/27.Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ....... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 5 parsel sayılı 2095.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... ..... adına tespit edilmiş,......'in komisyona itirazı üzerine, komisyonca taşınmazın ..... adına tespitine karar verilmiş, çekişmeli 157 ada 3 parsel sayılı 3088.84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kadimden beri köy halkı tarafından kullanılıyor olması nedeniyle ....... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ....ve ....., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ve.......Köyü Tüzel Kişiliğini hasım göstererek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 112 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın husumet yokluğundan reddi ile komisyon kararı gibi tesciline, çekişmeli 157 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın ise esastan reddi ile tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Davut Işıkçı vekili tarafından temyiz edilmiştir. I- Çekişmeli 112 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA,II- Çekişmeli 157 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde temyize gelen davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı ve davanın mevcut delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin, ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosyanın keşfe hazır hale getirilmesinden sonra keşifle ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiye için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; mahkemece, davacı ya da vekilinin hazır olmadığı 23.09.2013 tarihli celsede, 01.11.2013 tarihinde keşif yapılması kararlaştırılmış, keşif ara kararında, belirlenen keşif avansının ara kararın davacı tarafa tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde ödenmesi aksi halde keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı açıklanmıştır. Bu ara karar davacılara 07-11/10/2013 tarihlerde tebliğ edilmiştir. Keşif ara kararının davacı tarafa tebliğ edildiği tarihe, keşif avansının yatırılması için öngörülen 2 haftalık kesin süre eklendiğinde keşif günü ile bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiye için uygun bir sürenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, hükme esas alınan bu ara kararda; davacı tarafın delilleri arasında yer alan 2 tanık için ücret takdir edilmemiştir. Keşfe dair ara karar bu nedenlerle yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan bir ara kararına dayanılarak keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilemez. Yapılamayacağı önceden belli olan keşif için taraflara külfet yüklenmesi isabetsiz olup, Davut Işıkçı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.